Deniz PoyrazEmine’nin yanında konuşulmayacak Şeyler Deniz Poyraz’ın on öyküden oluşan Emine’nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler adlı kitabını okudum. İlk öykü Pul Biber Yangını’nı okurken küfürlü konuşmadan rahatsızlık duymak üzereyken öyle güzel bir manevrayla göndermeler yapmaya başladı ki yazarın kullandığı dili unutup şarkı sözleri,cadde isimleri,gazete adlarıyla hapsoldum bahsettiği mahalleye.Açıkcası tüm öykülerde bu tarz göndermeler var mı acaba diye okuma isteğim daha da arttı.Bir çok öyküde bolca göndermeler var çözmek artık okura düşüyor.Unutulan mahalle yaşantısına ayna tutmuş,görmezden geldiğimiz,sırtımızı döndüğümüz bir çok yaşantı bir çok karakter var bu öykülerde.Normal seyrinde giden öyküler öyle bir sonla bitiyor ki bir kaç dakika nefes alıp toparlanma ihtiyacı hissettim özellikle “Yara” adlı öyküde “Saliha’da” iç burkan can yakan türdendi.”Milenyum’a girince uyandı babannem” adlı öyküde aynı soruyu sorduk annem nerde ve birlikte dinledik Asi ve Mavi’yi bu öykü benim için daha bir özel oldu. Çok beğenerek okudum tüm öyküleri,ilk kitap olmasına rağmen kurgunun ve karakterlerin gerçekliğini oldukça başarılı buldum.Yazarın yaşının çok genç olması ve öykülerindeki göndermelerden toplumdan kendini soyutlamadığını ve hayat görüşünü yansıttığı hissine kapıldım taktir edilecek bir tutum.Kitabın İkinci baskını yapması bu görüşümü onaylar yöndeydi sevindim açıkçası.Deniz Poyraz’ın kalemi çok güçlü.Umarım kısa sürede yeni kitabı çıkar.Okurunun bol olması dileğiyle... Bazı insanlar aslında hiç yaşamıyor,yalnızca var oluyor.Bu ağır bir şey...

Emine'nin Yanında Konuşulmayacak ŞeylerDeniz Poyraz · İletişim Yayınları · 2018273 okunma

·

55 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ferya Fertelli