Gönderi

84 syf.
·
Not rated
Şeffaflık ve Kontrol
ŞeffaflıkToplumu ile yeniden karşınızdayım uzun zaman oldu herhalde ilgimi çeken konular üzerinde bir şeyler karalamayalı. :) Kısmet bu kitabaymış. Kitaba kabataslak baktığımızda 84 sayfa gözükmesine rağmen yayınevi reklamı, kitap reklamı ve notları falan çıkarınca okunacak 61 sayfa kalıyor. Yazar 61 sayfada kendi öngördüğü toplum çeşitlerine göre fikirlerini dile getiriyor. Yazarın öngördüğü toplum çeşitleri a) Olumluluk Toplumu b) Teşhircilik Toplumu c) Apaçıklık Toplumu d) Porno Toplumu e) İvme Toplumu f) Teklifsizlik Toplumu g) Enformasyon Toplumu h) İfşa Toplumu i) Kontrol Toplumu Aslında hepimizin aşina olduğu konular mevcut lakin sistemli birşekilde biraraya getirilmiş hali diyebiliriz bu kitap. Tabiki bazı konularda bildiğimiz yanlış veya yazarın doğrusuyla bizim doğrumuzun kesişmediği yerler mevcut. “ Şeffalık ” kavramıyla başlamamızın doğru olacağını düşünüyorum ne de olsa kitabada ismini vermiş. Birçoğumuz şeffaflığın aslında bir özgürlük olduğu ve hatta özgürlük ve şeffalık kavramını eş tutanlarımızda mevcuttur. Lakin postmodern toplum modern toplumun ( devletin) ideoloji aygıtlarına bilgisayar ve akıllı telefonuda eklemesiyle bence insanları baskılayıcı bir şekilde gözlemeyi örtük bir şekle çevirmiş ve hatta insanların gönüllü olarak kendini teşhir etmesini sağlamıştır. Gerek yer bildirimi gerek fotoğraf bildirimi gerek video bildirimiyle…7/24 gönüllü olarak toplum kendini evini devlete açmıştır. Yazar bunu önsözünde “ Şeffaflık toplumu bir güven toplumu değil kontrol toplumudur.” diyerek ifade etmektedir. Bir diğer şeffalığın yararına(!) baktığımızda ise farklılıkları tek tipleştirmektedir. Bunun nasıl olduğunu herhâlde çoğumuz idrak edebilmektedir. Son zamanlarda epey toplumu rahatsız eden konulardan biri ünlü sanatçılar,biliminsanlarının…giydiği tek tip kıyafetler. Ne de olsa paraları olmasına rağmen bu insanlar neden hep tek tip kıyafetler giyiyorlar diye soruyorlar kendilerine. Hatta pazarladıkları şeylerden kendileri uzak durmaya çalışıyor bu adamların kafaları hiç çalışmıyor herhalde. :):) Kim bu deliler eski ABD başkanı Barack Obama hep lacivert ve gri takım elbise, New York’un ünlü sanat direktörü Mathilda Kahl hep aynı kıyafetleri, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg aynı tişörtü, ünlü yönetmen Christopher Nolan siyah pantolon ve mavi gömlek, ünlü fizikçi Albert Einstein gri takım, Apple mucidi Steve Jobs aynı kıyafeti…giyiyormuş. Peki niye giydiklerine baktığımızda bu insanlar zamanlarını ne giyeceklerini düşünüp zamanı harcamamak için ve ayrıca giydikleri şeyin onları stres altına sokup verecekleri kararlara etki etmemesini sağlamak için bu yolu seçmişler. Herhalde bizde olsa cevabı bunlar cimri, para harcamamak için tek tip giyiniyorlar olurdu. Buda bizim ne kadar teknoloji ile iç içe geçtiğimizi güzel gösteriyordur. Yazarımız bu konuda “ Şeffaf iletişimin her şeyi düzgünleştirici, hizaya getirici bir etkisi vardır. Eşzamanlılığa ve bir örnekliğe yol açar. Ötekiliği ortadan kaldırır. Uyum sağlama zorlaması şeffaflıktan kaynaklanır. Böylelikle şeffaflık egemen sistemi sabitleştirir.” diyor. Şunun unutulmaması gerekir burada bir zorlamadan çok gönüllü bir kölelik mevcuttur. Hani biz kendi özgür irademizle karar alıyoruz söylemi vardır ya. Oysa size sunulan seçenekler arasından seçim yapmak özgür bir iradenin kısmi seçeneklere hapsolmasıdır. Bir nevi simülasyondan tercihlerde bulunmaktır. Günümüzde “ Özlem duymak “ kavramı tozlu raflara kaldırılmıştır. Çünkü insanlar arasındaki mesafeler maalesef şeffaflığın ikiyüzlülüğüne feda edilmiştir. Asla iletişimin özgürleştirici yanını yadsımıyorum. Lakin insanlar artık olduklarından çok ideal bir ben çizmektedirler sosyal ağlarda ve bu şekilde karşı tarafı aldatmaktadırlar. İlişkilerde bir boşluk olması gerekir, mekânsal veya zamansal çerçevede. Eğer bu boşluk bulunmazsa bu tarz ilişkilerin kısa süreli veya bir amaç üzerine kurulduğuna emin olabilirsiniz. Misal bir çift birbiri hakkında her türlü bilgiye sahipse bu ilişkinin süresi kısalmış ve ölme yoluna girmiştir. Boşluk olarak nitelediğimiz gizem ilişkileri ayakta tutmaktadır. Günümüzde şeffaflık ilişkilerde çekicilik ve canlılıktan yoksun bırakmaktadır tarafları. Şeffaflık kavramını burada doğru söylemekle bir tutmuyorum asla bu anlaşılmasın tabiki ilişkilerde doğru söylenmelidir lakin arada gizem bırakılması bu ilişkinin ayakta kalmasını sağlayacaktır. Bu konuda yazara kulak kabarttığımızda ise “ Almancada ‘mutluluk’ ( Glück ) kelimesi ‘ boşluk ‘tan ( Lücke ) gelir. Bu kelime Ortaçağ Almancasında ‘Gelücke ‘ şeklindeydi. Yani boşluğun olumsuzluğuna yer vermeyen bir toplum mutluluk içermeyen bir toplum olacaktır. Görme alanında boşluk bırakmayan aşk pornografidir. Bilgide boşluk bırakmayan düşünme ise bozularak hesaplamaya dönüşür.” diyor. Hiç dikkatinizi çekti mi sosyal ağlarda genelde like/beğendim yargısı olmasına rağmen dislike/ beğenmedim yargısı ya hiç yoktur ya da çok çok azdır. Bunun sebebi her şeyi olumlu gösteren toplumun ilişkileri sekteye uğramasın düşüncesi olabilir mi? İletişimin olumsuzluğu sosyal ağları sekteye uğratıp üye sayısını düşürebilir mi? Bunların cevaplarını size bırakıyorum. Bu eleştiride 1000kitap kadrosu nerede? :):) Hatırlayanlarınız vardır hatta benden yaşça büyüklerim bunu daha iyi anlayıp daha iyide anlatacaklarını düşünüyorum : Fotoğraf. Fotoğraf 2008 yılına kadar herhalde hala o basılı olma halindeki anlamı çok yüksekti. Çünkü başkada bir örneği olmayan ve bir geçmişin karelenmesinden çok daha anlam yüklü olan anın ölümsüzleştirilmesi. Her fotoğraf karesi özellikle seçilir ve dikkat kesilirdi insanlar o karenin boşa harcanmaması için. Çünkü çok önemliydi o karenin yanmaması ve şahısların en ideal hallerini sergilemesi. Ne de olsa bir daha çek ben çirkin çıktım demek gibi bir şansınız yoktu. Herkes en güzel elbisesini giyer olmadı kendine bir çekidüzen verir, saçını düzeltir gülümsemesini veya o andaki hüznünü takınırdı. Sonra ne mi oldu fotoğraf makinesi olan akıllı telefonlar, çok fonksiyonlu fotoğraf makineleri…icat oldu hani tüfek icat oldu mertlik bozuldu denir ya aynı şey burda da geçerli o anlar o anlam başını alıp gitti. Şimdi onlarca fotoğraf karesine sığdırılamayan samimiyetsiz anlar, tek çekimlik tek paylaşımlık olan bir daha geri dönüp bakılmayan anılmayan fotoğraflar dolu telefonlar. Aslında basılı fotoğraflar bir maddeye basıldığından dolayı bir olma hali mevcuttu. Hadi Roland Barthes ve yazara kulak verelim “ Dijital fotoğrafçılıkta negatif yoktur. Ne karanlık oda ne de banyo gerekir. Öncesinde bir negatif bulunmaz. Pozitiften ibarettir. Olma, yaşlanma ve ölme. ( Fotoğraf ) sadece ( çürüyüp giden ) kağıdın kaderine ortak olmakla kalmaz, daha sert bir maddeye basıldığında da aynı derecede fanidir. Canlı organizma gibi filizlenen gümüş parçacıklarından doğar, bir an serpilir ve hemen sonra yaşlanmaya başlar. Işık ve nemin hücumuyla solar, zayıflar ve yok olur…” diyor. Aslında belkide biz abartıyoruz sonuçta her nesil nostalji özlemi duyar. :) Kitap okuyan, sinemaya veya tiyatroya giden, ilgilendiğimiz konuya ilgi duyan birilerini görünce nedense sebepsiz bir mutluluk kaplar içimizi oysa olağan şeylerdir yoksa olağan değil mi? Belkide bize empoze edilmeye çalışılan şeylerden farklı bireyler gördüğümüz için mutlu oluyoruzdur. Hani ülkesinin istikbalini düşünüp ama müfredat var demeyen öğretmenleri görmektir mutluluk. Bize televizyonlarda veya diğer iletişim araçlarında örnek diye gösterilenlere hiç dikkat ettiniz mi? Misal konuşmalarına, el hareketlerine, mimiklerine … nedense ben çoğu zaman onların ne dediklerinden ( zaten pekte kayda değer bir şey anlatmıyorlar ) çok bu özelliklerine dikkat ederim. Çünkü ben insanların söylediklerinden çok ne yaptıklarına bakmayı tercih ediyorum. Çokta yanıldığımı söyleyemeyeceğim. Peki bu tipleri tasvir etmeye çalışsak herhalde çoğu şık giyinen, albenisi olan, diksiyonuna dikkat eden, belli sorulara hazırlanıp gelmiş, iki eylemi aynı anda organize edecek kabiliyeti olmayan…şahıslardır. İç birikimden yoksun dışa yatırımlık şahıslardır. Sonuçta iş yapan iç değil dış görüntü fikri mevcut toplumda da. Hatta içe yatırım yapılmaz dışa yatırım ise epey revaçta olan bir durum haline gelmiştir bu tarz toplumlarda. Misal estetik ameliyatlarında çığır açmaya başlar bu ülkeler. Ben de mi yaptırsam ne bildiğiniz gibi bende de kellik var neyse bu başka bir konu bunu bi ara konuşalım. Sonuçta görüntü önemliymiş öyle deniyor. :) Birazda şeffaflığa güç ve dini çerçeveden bakalım. Şeffaf olan bir şey kutsal olur mu? Hakkında her şeyi bildiğiniz bir şeyi kutsal atfedebilir misiniz? Galiba şeffaflıktan uzaklaşan bir şeyin kutsallaştırılması daha kolaydır diyebiliriz sonuçta bunu mitler ve mitoloji ile veya gizem ile desteklemek daha kolaydır diye düşünüyorum. Dinlere bakıldığı zaman Semavi dinler daha çok tarihsel öğelerle desteklenmektedir bir felsefi altyapıdan uzaktır Uzakdoğu dinlerine baktığımızda ise tarihsel arka plandan çok bir felsefi altyapıyla ayakta durmaktadırlar. Burada hangisi doğru demek hata olacaktır ben burada sadece durum analizinde bulunmaya çalışıyorum takdir sizindir bu konuda. Augustinus, Tanrı’nın arzu uyandırmak amacıyla metaforlar kullandığını ve Kutsal Metni kasıtlı olarak müphemleştirdiğini söyler: “ Bu şeylerin adeta mecazi bir giysiyle örtülmüş olmasının nedeni inanç içinde araştıran insanın zihnini çalıştırmak ve çıplak (nuda ) ve açık (prompta) olarak sunularak değersiz bir görünü kazanmalarını engellemektir… Mecazi esvap kelamı erotikleştirir, onu bir arzu nesnesi düzeyine yükseltir. Kelam mecazi olarak giydirilip kuşandırıldığında baştan çıkarıcı etkisi artar. Saklılığın olumsuzluğu yorumbilgisini erotik hale getirir. Keşfetme ve çözme , haz dolu bir ifşa halini alır. Enformasyonsa çıplaktır. Çıplaklığı Kelamın bütün cazibesini yok eder. Onu düzleştirir. Sırdaki kapalılık ( die Hermetik ) şeffaflık uğruna ne pahasına olursa olsun ortadan kaldırılması gereken bir şeytanlık ( Diabolik ) değil, bir simgecilik, hatta görünüşte bile olsa derinlik oluşturan özel bir kültür tekniğidir. “ Bu konu üzerindeki düşüncelerime son verirken bi noktaya daha değinmek istiyorum. Kontrol toplumu, öznesi dış bir zorlama sonucu değil kendi ihtiyacı nedeniyle şeffaflığa soyunmaktadır. Bu da kurban ve faili aynı kişide toplamaktadır. Bugün gözetleme, genelde sanıldığı şekliyle özgürlüğe saldırı şeklinde gerçekleşmiyor. İnsanlar kendilerini daha ziyade gönüllü olarak teslim ediyor panoptik bakışa. Kendilerini soyarak ve teşhir ederek dijital panoptikonun oluşuna bilerek katkıda bulunuyorlar. Dijital panoptikondaki mahkum aynı zamanda hem kurban ve hem faildir. Özgürlüğün diyalektiği budur işte. ( syf. 72 ) Kitapla kalın.
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,107 okunma
··
1 plus 1
·
4,425 views
Serkan Mutlu okurunun profil resmi
Kitap küçük ama içerik çok dolu. Özellikle Nietzsche yorumları çok açıklayıcıydı. Yazarın entellektüelliğine şapka çıkarmak lazım. Baudrillard'ın düşüncesine paralel bir kitap. Bentham'ın panoptikonu anlattığı Kontrol Toplamı en iyi bölümlerden. Agamben'in cinsellik için söylediklerine getirdiği eleştiriler de gayet doyurucu. İncelemen gayet başarılı. Tebrikler :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Dogaçlama bir şeyler yazdım ama saydığın isimlere gerçekten şapka çıkartılır ben kitabı alırken bu derece sağlam bi altyapıyla karşılaşacağımı ummamıştım. Farklı toplum başlıkları altında da incelemesi çok güzeldi ama keşke daha uzun tutsaymış kitabı. :) Yorum için teşekkür ederim.
Ayşe* okurunun profil resmi
Burdan yetkililere sesleniyorum dislike butonu istiyoruz bişey deneyeceğiz :D Ağzına sağlık canıms bende okuyucam bu kitabı :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Dislike butonu istemen hayra alamet değil biliyorsun deme site çöker. :):) Sende mi okuyacaksin? :) Oku bakalım senide dinlerim. Teşekkür ederim düşüncelerin için kızıl kafa. ;);)
NigRa okurunun profil resmi
Nerede denk geldiyse okuma listemdeymiş, güzel bir inceleme olmuş Mehmet teşekkürler. :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim yorum için. Okuduğunda fikirlerini dinlemek isterim. :)
Sophrosyne okurunun profil resmi
iki üç saat önce incelemeyi okudum ve aklımdan çıkmadı. Çok güzel bir inceleme emeğinize sağlık. Bu kitap okuma ihtiyacı uyandırıyor, umarım okurken içinde kaybolmam.
bhmflzf okurunun profil resmi
İçinde kaybolacağınızı düşünmüyorum hatta anlamlandırmakta zorlandığınız bazı şeyleri anlamlandırmanıza dâhi yardımcı olacaktır. Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Şimdiden iyi okumalar dilerim. :)
Mehmet Kuyumcu okurunun profil resmi
Bir kaç gün içinde kitaba başlamayı düşünüyordum öncesinde sizin yorumunuzu okumak kitabı daha iyi anlama açısından yararlı olacaktır muhakkak. Sizin aracılığınızla kitabı keşfetmiş bulunmaktayım aynı zamanda. Güzel yorumunuz için teşekkürler. Kitapla kalın :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Ben teșekkür ederim sana șimdiden iyi okumalar dilerim. :) Kitapla kal Mehmet.
Meryem okurunun profil resmi
Teşekkürler bu güzel bilgiler için
İpek okurunun profil resmi
Harika bir inceleme. Kitabı okuyacağım en kısa zamanda
bhmflzf okurunun profil resmi
Teşekkür ederim düşünceleriniz için. Şimdiden iyi okumalar dilerim. :)
bi insan okurunun profil resmi
“Şeffaflık toplumu bir güven toplumu değil kontrol toplumudur.” bunun fark edilmesinin çağımız insanına çok şey katacağını düşünüyorum.. Bireysel tecrübemle diyebilirim ki, hatta kuvvetlice demek istiyorum ki; şeffaflık öğretileri ile büyümüş ve önemini bizzat görmüş biri olarak, "şeffaflık" ta dengede olmalı; çok çok zararlı da olabiliyor...
Cedric okurunun profil resmi
Fularlar boynumuzda, nutellalar elimizde, bilgi karmaşasından mücerred bir incelemenin verdigi vecd ile okuduk bro. Emeğine sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.