Lacan'ın Seminer I'de Sartre'ı özetlediği gibi:
Kendimi, gözlerini görmediğim, hatta gözlerinin farkına bile varmadığım birisinin bakışı altında hissedebilirim. Bunun için orada
başkalarının olabileceğini işaret eden bir şeyler olması benim için yeterlidir. Örneğin bu pencereyi ele alalım; hava biraz kararırsa ve gerisinde birisinin durduğunu düşünmek için sebeplerim varsa, bu
pencere doğrudan bir bakıştır.
Sartre ve Lacan'ın uyandırdığı sahne (ancak ikisi arasında hayati bir ayrım vardır: Sartre için bakışın değil, gözün yerine geçen pencere, Lacan'da bakıştır)