Dünden önceki gündü, akşamın erken saatlerinde elimdeki kitabım bitmişti. Yeni kitaba başlamak için geç, uyumak için erken bi saat diye düşünürken, okumadığım kitapları bi rafta toplamıştım daha önce, oturdum kitaplığın önüne ruh halime uygun bi kitap arıyorum. Ruh halimde şöyle; kimseyle sohbet etmek istemiyorum, mutsuz değilim ama sessizim, yağmur yağamamış bir havada parçalı bulutlu gibiyim. “Manyak Anne” kitabı bi çekilişten çıktı öyle şansımı denemiştim. Kitapçı da görsem sırada okuyacak bir çok kitap varken bu kitabı satın almam diye düşünürdüm. Herkesin kendi annelik macerasını anlattığı kitaplardan çok hoşlanmıyorum ama Şebnem Seçkiner’i bloggerlar arasında en dobra dobra olanlardan biri olduğu için takip ediyorum. Deli dolu, matrak kadın kitabını da öyle olduğu gibi yazmış, anneliğini ve evliliği de öyle ifade etmiş. Neyse o gün akşam bi baktım 40. sayfaya gelmişim Bir gün de okudum bitti, evliliklerde karşılaşılan ve çocuklarla yaşanılan sorunlarda yalnız olmadığımı bilmek iyi geldi sanırım.