Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Balzac’ın cenaze törenindeki övgü dolu sözler Victor Hugo’dan…
“Tabutunu mezara koyacağımız bu adam, bütün kamuoyunun yasıyla uğurlanmayı hak edenlerden. Yaşadığımız çağda bütün boş kurgular anlamsızlığını ortaya koyuyor. Gözler hükmedenlerin gövdelerine değil, tinsel olanlarınkine yöneliyor ve bu gövdelerden biri yok olduğunda, tüm ülke ayağa kalkıyor. Toplumsal yas: Bu, bugün yetenekli bir adamın ölümünden duyduğumuz acıdır; milli yas: bir dehanın vefatının üzüntüsü. Balzac adı, efendiler, bir gün dönemimizi geleceğe taşıyacak olan parlak bir izle kaybolacaktır... Ölümü Fransa’yı dehşete düşürdü. Birkaç ay önce evine dönmüştü. Ölümün yaklaştığını hissettiğinden, tıpkı büyük bir yolculuk öncesinde akşam anneye sarılmak gibi, vatanını tekrar görmek istedi. Yaşamı kısa, ancak dopdoluydu; yaşadığı gün sayısından çok eseri vardı. Ah, bu güçlü, yorulmak bilmez işçi, bu filozof yazar, bu düşünür, bu deha aramızda tüm büyük adamların yazgısı olan fırtınalar ve savaşlarla dolu bir hayat yaşadı. Bugün artık huzur içinde dinleniyor. Artık kavga ve nefretten uzak. Bir ve aynı günde hem mezarına hem şöhretine ulaşıyor. Başımızın üstünü kaplayan bulutların yukarısında, vatanımızın yıldızları altında parlayacak artık. Siz hepiniz, buradaki herkes onu kıskanmıştır. Ancak böyle bir kaybın karşısındaki acımız ne kadar büyük olursa olsun, felaketi kabul edelim, iyisiyle kötüsüyle her şeyi olduğu gibi kabul edelim. Bizimkisi gibi bir çağda büyük bir ölüm yaşandığında ve yaşandıktan sonra, kuşku ve şüpheyle dolu ruhların dinî bir sarsıntı geçirmesi belki iyi, belki de gereklidir. Halkı en yüce sırla karşı karşıya getirip herkesin eşit ve herkesin özgür olduğu ölümü düşünmesini sağlayan kader ne yaptığının çok iyi farkındadır. Yüce bir ruh görkemli bir tavırla öteki hayata girdiğinde, çoğunluğun üzerinde uzun bir süre dehanın görünür kanatlarıyla uçan bir varlık aniden o güne kadar göremediğimiz kanatlarını açıp bilinmezde kaybolduğunda zihinlerimizde yalnızca ciddi ve yüce düşüncelere yer vardır. Hayır! Bilinmez olan bu değil! Başka üzüntülü durumlarda daha önceden de söylemiştim ve tekrarlamaktan yorulmayacağım: Bu, gece değil, ışıktır. Hiçlik değil, sonsuzluktur. Son değil başlangıçtır. Siz hepiniz, beni dinleyen herkes, doğru değil mi bu söylediklerim? Bunun gibi cenazeler ölümsüzlüğün kanıtıdır...” Bunlar Balzac’ın yaşarken hiç duymadığı sözlerdir. Kendi romanının kahramanı gibi Père Lachaise’den Paris’i fethedecektir.
Sayfa 549Kitabı okudu
··
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.