Yazarın dili bilindik öykü dillerinden çok farklı... masalsı... şiirsi... tekerlememsi... Kırık, kesik, devrik, kopuk, yer yer kısacık cümleler.... böyle olmasına rağmen bütünlüklü, hayli derin ve bambaşka bir anlatım... Sırf bu sebeple kitabı iki hafta arayla iki kez okudum... Çünkü ilk okuyuşumdan aldığım haz bitmesin istedim... hani bazı şarkıları dönüp dönüp tekrar dinleriz ya, Keder Atlısı'nın öyküleri de benim için öyleydi... Bu duygum özellikle "Çok Önemli Bir Gün" bölümünde (hani şu yaylı arabaların anlatıldığı bölüm) tavan yaptı... Ne güzel, ne hoş anlatımdı o...