Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap için ne yazsam cidden bilemiyorum. O kadar güzeldi ve o kadar muhteşemdi ki… sanırım tek söyleyebileceğim şey bu. Yani cidden, kitabı anlatabileceğim tek bir kelime var: o da müthiş. Ötesi yok. Kitabı okurken o kadar heyecanlandım o kadar kıpır kıpırdım ki… ben bile beklemiyordum bunu. Hiçbir şeyi atlamadan, her şeyi anlatmak istiyorum. İçimi dökmem gerek artık dfjkdjf Bazı anılarımı da anlatacağım o yüzden okumayabilirsiniz. Ama yazmazsam içimde kalacak. Çünkü tüm o şeyler kitabın bendeki yerini derinleştirdi. Acıklı hikayemin bitişine üç nokta koyacağım. Oraya kadar okumayabilirsiniz. Şimdi, bence her şey 2016 da başladı. Tamam, biraz abartı olabilir ama başıma gelen şeylerden sonra ben öyle olduğuna karar verdim diyelim. 2016 mayıstı djdkfds Babamla Kiler’e gitmiştik. Ben kitap raflarına bakıyordum, raflarda bildiğim veya istediğim bir kitap yoktu ama ben yine de kitap almak istedim ve babama biraz yalvarınca o da izin verdi. Sonra ben bakarak en son iki kitap bıraktım. Toz ve Kargalar Meclisi. Aslında Kargalar Meclisini almak üzereydim ama sonra, salak gibi gittim ve Toz’u aldım. Açıkçası bunu neden yaptım bilmiyorum, Toz’un kapağı daha mı hoşuma gitti bilmiyorum (ki bence güzel değil) ama demek ki o zamanlar parıltılı şeyleri seviyormuşum. Gittim ve Toz’u aldım. Ve bence sonra Kargalar Meclisi’ni tercih etmediğim için Djel beni lanetledi. Başka açıklaması yok. Şimdi 2018 yılındayız. Tabii ben bu süreç içerisinde Kargalar Meclisini baya gördüm falan ama bir okuyayım, bakayım diye ilgi duymadım. Ama yılbaşı indirimleri var mı diye Okuoku’ya bakarken iki kitabı 20 TL indiriminde görünce, ee bu fırsat kaçmaz olarak düşündüm. İki gün boyunca falan istediğim kitapları iyice netleştirdim ve sonra listeye ekledim falan, tam alacağım, Kargalar Meclisi’nin indirimi bitmiş.. Çok sinirlendim ve bir gün daha bekledim. İndirim gelmeyince bende BKM’den aldım çünkü daha ucuza geliyordu. Sonra ertesi gün oldu. Sipariş ettim. İndirim hala yoktu ama o yüzden. Bir daha ertesi gün oldu, çeviriden bir şeye bakacağım, en son Okuoku sayfası açık kalmış, karşıma direk bu indirim çıkmasın mı.. Ben delirdim tabii. Siparişi iptal edeceğim.. bilin bakalım ne yok orada? Sipariş iptal et butonu. (BKM’den ilk bir şey alışım, bilmiyordum) Sonra gittim internetten aratıyorum “BUTON NEREDE???!” Öğrendim ki, yokmuş. Müşteri hizmetlerini aramak gerekiyormuş. Aradık. Ses bandı şöyle dedi: Saat yediye kadar hizmet vermekteyiz. Saate baktım: 19.05. Daha fazla delirdim ama artık vazgeçtim. Demek ki hayırlısı buymuş dedim yani, e ne yapabilirim ki başka? … Bende pdf’ten okumaya başladım. Ama kitaba başlarken bu kitabı bir an önce aradan çıksın da, Harry Potter’a başlayabileyim moduyla okumaya başlamıştım (sen kimsin ya gerçekten??) ve o kitabı okumaya başladığım hafta o kadar berbat bir haldeydim ki… zombilerle aramda bir fark yoktu muhtemelen. Jurda parem için çıldıran Grisha’lar gibi uyku için deliriyordum. Biraz daha uyku.. biraz daha! Kitabın 130. Sayfasına kadar falan okuduğumdan pek bir şey anlamıyordum çünkü dikkatimi toplayamıyordum. Bir yeri otuz kez falan okuyunca anca idrak edebiliyordum. Kitabın içine girememiştim, karakterleri özümseyememiştim ki başlarda alıntıların az oluşundan ve alıntıların altına duygularımı ifade etmediğim notlardan anlaşılıyor bence fjkdjd Ama sonra uyudum, kendime geldim, okumaya başladım ve BUM! Muhteşem altılımız bana o zaman muhteşemliğini göstermeye başladı. Kaz Brekker, Fıçının tehlikeli çocuğu. Inej Ghafa, bıçak ustası bir bilgi toplayıcı. Kaz’ın sağ kolu. Nina Zenik, midesine düşkün, eğlenceli bir Cellat. Jesper Fahey, kara mizahı harika bir kumarbaz. Matthias Helvar, hayatımın aşkı. Tamam tamam, zıtlıklarla donatılmış çocuk adam djdkjfdksd Yaaa, MATTHIAS BANA NE YAPTIĞINA BAK?! Wylan, Jesper’ın bir tanecik küçük tüccarı. Flütçü ve ressam. Çok fazla ortak noktamız var, en önemlisi ikimizde kimyadan nefret ediyoruz. Bu harikulade ekibi ise, Kaz Brekker bir araya getiriyor çünkü Van Eck adlı tüccar, ondan Bo Yul-Bayur adlı bir adamı kaçırmasını istiyor. Karşılığında ise ona 30 milyon Kruge verecek. Ee, tabii ki Yo Bul Bayur sıradan bir adam değil, bu yüzden sıradan bir hapishanede de değil. Jurda Parem adlı bir şey var ve Grishalar onu bir kez içtiğinde, bir daha eskisi gibi olamazlar. Bu ilaç? Sayesinde güçlerine güç eklenir ve normalde olduklarından kat ve kat daha fazla ölümcül olurlar. Ancak ufak bir sorun var: Bu Paremler tıpkı uyuşturucu gibi. Bir kez içtiğinde bağımlı hale gelirsin ve eğer içemezsen çıldırır, içersen de vücudunu iflas ettirir ve ölürsün. Bo Yul-Bayur ise bu bitkiyi yapan bilim adamı. Ve bu yüzden Buz Sarayı’nda tutuluyor ki Buz Sara’yı sıradan bir hapishane değil… girmek ayrı bir dert, hadi girdin çıkmak bambaşka… Çünkü çok sıkı güvenlik prosödürleri var ki ödülün 30 milyon kruge olmasından da anlaşılıyor bence. İntihardan farksız çünkü. Kaz da zaten bu ekibi kurarken, bunların onların tercihi olduklarını söylüyor. Ama onlar yine de katılıyorlar çünkü hadi ama, 30 MİLYON. Ve hikaye böyle başlıyor… Kurgu yeterince harika değilmiş gibi, karakterler de harikaydı.. yani cidden, her bölümde en sevdiğim karakter ve çift değişti. Benim normalde asla böyle dertlerim olmazdı, en sevdiğim her zaman bellidir… ama burada, en sevdiği karakteri seçebilen varsa, cidden helal olsun derim. Ben altı kişiye de aşıktım. Kitabı okurken o kadar kıpır kıpır ve mutluydum ve heyecanlıydım ki.. Buz Sarayı’na nasıl girecekleri ve çıkacakları planı okumadan önce, “yazar bunu nasıl yapacak çok merak ediyorum.” Diyordum ama öyle bir yazmış ki, büyülenip kalıyorsunuz. Ve sizi öyle büyülenmiş bir şekilde de bırakmıyor, kalbinizde bomba patlatıyor, nirvanaya çıkarıyor. Planı sürekli değiştirecek engeller çıkartıyor, aksilikler yazıyor ve siz her bir aksilik çıktığında, “NEDEN? HAYIR! OFF, NE OLACAK ŞİMDİ?” diye içten içe kendinizi yiyorsunuz çünkü aksilikler o kadar berbat ki, “benim başıma gelse muhtemelen plan berbat olmuştu ve hepimiz ölmüştük” diye düşünüyorsunuz ama yazar durumu öyle bir eline alıyor ki… YİNE BÜYÜLENDİNİZ İŞTE! Kitabı bitirdiğimde geceydi ve çıldırmıştım. Direk arkadaşlarıma kitabın harikalığını yazmıştım ve bir kez daha indirimi kaçırdığım için yakınıyordum. Sonra o günün akşamı, yani kitabı 00.53’te bitirdiğim için o gün oluyor, akşam annemle Bim’e gidiyorduk. (Kitabı Bim’de görmedim tabii ki djdkjfd) arkadaşım aradı ve bana kitabın yine indirime girdiğini söyledi. Bende internetim yok, yani yapacak bir şeyim de yok, hem artık eskisi gibi koymuyor o kadar dedim. O da bana istersen senin için sipariş edeyim, sen parasını verirsin dedi. Bim de şöyle bir ses yankılandı: NE? GERÇEKTEN Mİ? Ve nihayet ettik, Djel beni affetti sanırım… djdfkfjd Çok mu boş ve amaçsız konuştum bilmiyorum ama oh be, rahatladım. Gönlümde üç kitap vardı böyle içime işleyen ve çok sevdiğim. Şimdi dört oldu. Bayıldım ya, cidden. İki gece rüyalarıma girdi resmen kitap. Gerisini siz düşünün djfdkd Eğer okumayan varsa neyi bekliyor bilmiyorum. Hemen gidin, alın veya indirin veya bir şeyler yapın ama mutlaka okuyun bu kitabı. Kaz, Inej, Nina, Matthias, Jesper ve Wylan’la tanışmamak öyle büyük bir kayıp ki… Puanlama sisteminde 10000 yıldız falan olsa, direk verirdim. Ama onla yetineceğiz. Gönülden, içten bir on. O kadar hak etti ki bu kitap… Çok güzeldi. Dipnot: Yas yok, cenaze yok sözüne asla inanmayın. Göz boyama. Kitabın sonunda bal gibi ölüyorsunuz.
Kargalar Meclisi
Kargalar MeclisiLeigh Bardugo · Novella Dinamik Yayınları · 20163,628 okunma
·
61 görüntüleme
Esin Elif okurunun profil resmi
Bu yorumu okuduktan sonra bir re-read yapmam gerektiğini fark ettim. Çünkü seri kendisini çok özletiyor ve yorumun kalbimi çeldi
summer okurunun profil resmi
re-read + ikinci kitap okuma yap dhdjfhdjd abi ne spoisi yedin çok merak ediyorum okuduktan sonra söylersin bana djdskfj
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.