Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

402 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Proust ve Estetik Haz
Yaklaşık iki yıl aradan sonra nihayet beşinci kitapla kavustum Kayıp Zamanin İzinde Serisi ne.Bir yandan okumak için firsat kolluyordum. Bir yandan da hemen bitmesin diye gizliden geciktiriyordum. Aradan geçen zamanda olayları ve kişileri unuturum sanmistım ama hiç öyle olmadi. Swan da,Françoise de,Guarmentes Düsesi de hepsi canlandı hemen belleğimde.Hoş unutsam da bir şey fark etmezdi.Proust'ta önemli olan kisi ve olay değil ki. Kitabı mesela herhangi bir sayfasından açıp başlasam da ayni zevki alacağıma eminim. Yine kafamda şu düşünce vardı"Ne anlatıyor bu adam böyle neler saçmalıyor,ben ne okuyorum?" Gene de kendimi okumaktan alıkoyamıyordum.Kendimi kahramanın izlenimlerine ve sayıklamalarına ortak ediyordum.Adeta bir edebiyat şöleni yaşadığımı hissediyordum.Tek oturuşta yirmi-otuz sayfadan fazla okuyamadığımı fark ettim.Proust okumak keyifli ve yorucu aynı zamanda. Bu seride yazar çiçek açmış genç kızlardan Albertine'e olan aşķını ve onu kendi evinde nasıl tutsak olduğunu anlatıyor. Aslında genc kızı bedensel olarak sömürüp onu pahalı hediyeler ile metres yaptığını düşünup ona kızmalı belki ama ben kahramanimizın hastalıkli bir zihni olduğunu çok önceden kabul etmistim. Bu serideki ilklerden biri de kahramanın kendi adını ilk kez açıkça söylemesi.Albertine ona Marcel'im diye hitap ediyordu bir yerde. Albertine'i pahalı hediyelerle şimartıp gitmesini engellemeye çalışsa da için için ondan kurtulmak da istiyor Marcel.Albertine'in sırlarla dolu geçmisi,eşcinsel ilişkileri onu çok tedirgin ediyor.Albertine'in olmadigi ortamlar da hep onu düsünuyor.Sürekli sanrılarla savaşıyordu.Sonunda kabul etti ki asıl mahpus Albertine değil kendiydi.Zaten cesaretli olan Albertine oldu en sonunda. Kitap tabi ki sadece Albertine ve ona olan aşktan ibaret değildi. Yazar yine bir davette ve sayfalarca izlenimlerinden her biri kendine has kahramanlardan bahsediliyor.Bir insan nasıl bu kadar iyi gözlem yapabilir ve detaycı olabilir insan hayret ediyor.Bir insanin göz kirpışı ve bundan çıkarılacak mana sayfalarca veriliyor belki. Proust'un müzik ve diğer sanat dallarıyla olan dehası zaten bilinen bir şey. Bu eserde de sayfalar dolusu analizler ve tasvirler araya serpiştirilmis.Davette çalinan bir müzik eserini yazarın kendine has analiz üslubuyla siz de ruhunuzun en derinlerinde hissediyorsunuz. Bazen sohbetlerinde Albertine'e bir edebiyat eserinden bahsedişi sizde o odada üçüncü kisi olma isteği uyandırıyor. Beni en cok etkileyen kısım Albertine'ni uyurken seyrettiği sayfalarca suren bölümdü. Besinci seri bence en kolay okunan seri. Altıncı serisi iple cekiyorum. Proust okurken kendimi ayrıcalıklı ve üstün bir iş yapmış gibi hissediyorum.Gerçek bir estetik haz aldığımı düşünüyorum. Proust tartışmasız okumaktan keyif aldığim en iyi yabancı yazar.
Mahpus
MahpusMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20231,123 okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.