Kitap, genel hatlarıyla İyonya Bilimi'ni ve Sokrates ile birlikte gelişmeye başlayan Sokratik Felsefe'yi irdeliyor. Sokrates öncesi filozofların evvelâ doğayı keşfetme arzularından dolayı bilime daha yakın olmaları; Sokrates ile birlikte insanın ve dolayısıyla filozofların doğayı bir kenara bırakıp kendilerine dönük sorgulamalar gerçekleştirmelerinin sebepleri ve sonuçları üzerinde duruluyor. Celal ŞENGÖR'ün çevirisi ve notlarıyla çok daha güzel ve anlaşılır bir üslûba bürünen kitap ezber bozacak bir mahiyete sahip. Özellikle ŞENGÖR'ün notlarında da açıkça vurgulanan Sokrates'in adalet tanrıçası Dike'den vahiy aldığını söylemesi ve bilimsel bilgiyi felsefenin dışına atması Sokrates ve onun öğrencisi Platon'un düştüğü çıkmazı gözler önüne seriyor. Platon'un öğrencisi Aristoteles'in bilimsel bilgiyi tekrar egemen kılma çabaları ve bu çabaların bir anlamda yetersiz kalması da kitapta bahsedilen diğer bir durum. Felsefe okumalarında behemahal gözden geçirilmesi, incelenmesi gereken bir eser.