1875 yılında yazılmış Türk edebiyatının ilk romanları arasında sayılan bir kitap; Felatun Bey ile Rakım efendi.
Romantizm akımının etkisinde yazıldığına şüphe yok. Ayrıca, Tanzimat Edebiyatı'nın genelinde olduğu gibi, yanlış batılılaşmayı göz önüne sermeye çalışmış. Alaturka ve Alafranga arasındaki çatışmayı, iki ana karaktere güzelce yedirerek anlatmış.
Akıcı bir dili, okuru sıkmayan ve yormayan bir yapısı var. Anlatıcı, okurla sohbet ediyor gibi yazmayı tercih etmiş. Sorular sormuş, cevaplar vermiş ve sıklıkla konu hakkındaki görüşlerini dile getirmiş. Bu anlatım tarzı benim hoşuma gitse de, fazla müdahaleden haz etmeyen okurları rahatsız edebilir.
Bazı bölümlerde diyalogların fazla olması ve çok yoğun olmayan betimlemeler sebebiyle, ara ara bir tiyatro metni okuyormuşum gibi bir hisse dahi kapıldığım oldu.
Hikaye, batı hayranı Felatun ile daha alaturka yaşamayı tercih eden Rakım arasındaki zıtlıkların anlatılmasını konu alıyor. İki karakterin benzer olaylar karşısında verdiği tepkileri ölçüyor. Ancak burada şunu söylemek gerek, her ne kadar iki karakter üzerinden anlatılsa da; Rakım'a daha fazla ağırlık verilmiş durumda. Bu da bende, yazarın alaturkaya eğilimi olduğu kanaati uyandırdı. Rakım, hikaye boyunca çok daha fazla göz önünde tutulmuş ve anlatıcı açıkça Rakım'ı takdir ettiğini belli etmekten çekinmemiş.
Bunların yanı sıra, Tanzimat Dönemi Osmanlı'sını çok güzel yansıtan, özellikle de günlük hayatı net şekilde göz önüne seren bir hikaye. İçinde az miktarda aşk da bulabileceğiniz bu romanı, Tanzimat Edebiyatı meraklıların keyifle okuyacağına inanıyorum.