Kuslar da gitti..
Giden ve biten..leri unutmamak adina,kayda gecme telaşini bünyesinde duymus,toplumsal hafiza unutsa da yazili kaynaklar da bulunsun diyerek bu ugurda emek vermis Y.Kemal 'e selam olsun.
78'li yillardan 40-45 yil öncesinden,o doneme has yasanmisliklarin birgün bitecegini öngerebilmis..
İstanbul henüz talan edilmemis.Şimdilerde isimlerini metrobus duraklarinda,ruhu alinmis bir kadin sesinin seslendirdigi,İstanbul'un yasanilasi semtlerinde(cennet,florya,menekse)bir çalinin varliginin metrekareleri kaplayabileceginin hayalini kurmakda zorlaniyorum..
Kuslarin yakalanip,kisa sure sonra tekrar gokyuzune salinarak,özellikle çocuklar için parasal kazanç saglandigini dogrusu ben de bilmiyordum.
" Azat buzat beni cennet kapisinda gözet"fiili,facebook kültürüne bezenmis günümüz gençliginin anlayabilecegi bir duygu durumu olmasa gerek..
Kitapda kaybolan bir meslek anlatilirken,yanisira İstanbul'un degisiminin ,doganin talan edilişinin,şehri şehir yapan yaşanmişliğin,iyiliğin yok oluşunun hikayesidir bence.
Taksim'den aşağiya kıvrılarak inilen Dolapdere semtini öyle bir tasvirlemiş ki..orada bir kaldirim gülü olasım geldi