Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kant'ı Anlama Klavuzu
Dünya hakkında hangi önermeler dünyaya dair bilgiyi içerir? Kant bu soruyu yanıtlamaya önermeleri iki kategoriye ayırarak başladı: analitik ve sentetik. Analitik önermeler tanım gereği doğru önermelerdir. "Tüm ornitorenkler memelidir" önermesi, analitik bir önermedir. Bize sözlükte "ornitorenk" maddesine baktığımızda bulacaklarımız dışında gerçek bir ornitorenk hakkında hiçbir yeni bilgi vermez. Öte yandan, "Bazı ornitorenkler şaşıdır" önermesi ise sentetiktir. Bize dünya hakkında yeni bir bilgi sunar çünkü "şaşılık" "ornitorenk" tanımının bir parçası değildir. "Bazı ornitorenkler şaşıdır" önermesi bize ornitorenkler hakkında sözlükte "ornitorenk" maddesine baktığımızda bulamayacağımız bir şey söylemektedir. Kant bunun ardından a priori ve a posteriori önermeler ayrımına gitti. A priori önermeler, duyusal deneyime dayanmadan, sırf akıl temeliyle yapabileceğimiz önermelerdir. Yukarıdaki "Tüm ornitorenkler memelidir" önermesi apriori bilinen bir önermedir. Doğruluğunu onamak için gidip bir grup ornitorenge bakmamız gerekmez. Sözlüğe bakmamız yeterlidir. Öte yandan, a posteriori yargılar dünyanın duyusal deneyimine dayanırlar. "Bazı ornitorenkler şaşıdır" önermesi sadece belli miktarda ornitorengin gözlenmesiyle —ya kendimiz gözlemleyerek ya da gözlemlediğini söyleyen bir başkasının sözüne güvenerek— doğrulanabilir. "Bir ding an sich'in portresi" Buraya kadar analitik a priori önermeleri ("Tüm ornitorenkler memelidir") ve sentetik a posteriori önermeleri ("Bazı ornitorenkler şaşıdır") gördük. Kant'ın sorduğu esas soruya geliyoruz: "Üçüncü bir önerme tipi, yani sentetik a priori önermeler var mıdır?" Böyle bir önerme bize dış dünyaya dair yeni bir bilgi sunan ama salt akılla bilinebilen bir önerme olurdu. Deneyciler, dış dünya için bilgi kaynağımız duyusal deneyimimiz olduğuna göre sentetik a priori bilgi yoktur imasında bulunmuştu. Ama Kant, "Hop! Bir dakika beyler!" dedi. "Peki, 'Her olayın bir nedeni vardır' türünden önermelere ne diyeceksiniz?" Bu önerme sentetiktir: bize dünya hakkında, "neden" ve "olay" tanımları içinde bulunanların ötesinde yeni bir şey söylemektedir. Ama aynı zamanda a prioridir; deneyimle değil, sadece akılla bilinebilir. E, nasıl yani? "Çünkü" der Kant, "anlaşılır bir deneyimimiz varsa, bu önerme doğru varsayılmak zorundadır." Yani, şu anki durumun bir olaylar zinciri nedeniyle gerçekleştiğini varsaymasaydık hiçbir şeyden anlam çıkaramazdık. Hayat, olayların herhangi bir tutarlı düzen izlemediği David Lynch'in Mulholland Çıkmazı filminde yaşamaya benzerdi. Dünya hakkında hiçbir önermede bulunamaz veya yargıya varamazdık çünkü dünyanın dakikasının dakikasına tutacağına güvenemezdik. Analitik a priori önermelerle sentetik a posteriori önermelerin karıştırılmasına dair yüzlerce espri vardır: Çok uzun yaşamanın gayet kesin bir yolu var: yüz yıl boyunca her gün bir köfte yemek. Burada espri, sentetik, a posteriori çözüm isteyen bir duruma analitik, a priori bir "çözüm"ün önerilmesinde yatar. Uzun yaşamaya ilişkin bir sorunun çözümü kesinlikle dünya hakkında bir takım bilgileri gerektirir. "Deneyimin bize uzun yaşamaya yol açar diye gösterdiği şeyler nelerdir?" Bu soruya "Sigarayı bırakın" veya "Yatmadan önce 400 mg Koenzim Q-10 için" türünden bir yanıt bekleriz. Ama buradaki yanıt analitiktir ve konuyla hiçbir ilgisi olmayan köfteler de biraz aklımızı karıştırmaktır. "Uzun yaşamak için yüz yaşına kadar yaşayınız çünkü yüz yıl yaşamak, tanım gereği uzun yaşamaktır. Bu arada köfte de yiyiniz. Zararı olmaz." (Eh, köftelerdeki trans-yağlar belki zarar verir ama yüz yıl yemeniz garantiyse bunun pek zararı olmaz.) Bir tane daha: Joe: Ne müthiş şarkıcı, değil mi? Blow: Hah! Onun sesi bende olsaydı ben de onun kadar iyi olurdum. Aynı hikâye. "Müthiş şarkıcı"dan kastımız müthiş bir sese sahip olmasıdır ki bu tür övgüyü alacak kişi bu tür bir sese sahip olmalıdır. Bu durumda, Blow'un "Onun sesi bende olsaydı..." yollu önermesi bize Blow'un şarkı söyleme yeteneği hakkında yeni hiçbir şey söylemez. Gerçekte söylediği sadece şudur: "Müthiş bir şarkıcı olsaydım, müthiş bir şarkıcı olurdum." Ve bu, tanım gere ği doğru değilse, hiçbir şey değildir. Aşağıda sentetik a posteriori ile analitik a priori önermeler karıştırıldığında nelerin olacağına dair daha karmaşık bir fıkra var. Adamın birisi terziye ısmarladığı takımı denemektedir. Terziye, "Bu kolu biraz daha içeri almalısınız!" der, "fazladan üç santim uzun bu." "Hayır," der terzi. "Kolunuzu dirsekten bükün... Bakın, işte, yen nasıl çekiliyor." "E, tamam," der adam, "fakat şimdi de yakaya bir bakın. Dirsekten kolumu büktüğümde yaka ta enseme çıkıyor!" "E," der terzi, "Başınızı dik tutun ve biraz arkaya atın. Şahane oldu şimdi." "İyi ama böyle yapınca sol omzum sağdan üç santim aşağıda kalıyor!" "Hiç dert değil," der terzi, "belden sola doğru biraz eğildiniz mi, tamamdır." Adamcağız sağ kolu kıvrık ve yana açık, kafası dik ve biraz geride ve belden sola yatık çıkar tezinin atölyesinden. Sallana tökezlene, bir garip yürümektedir. Aynı anda sokaktan geçen iki kişi adama dikkat eder. "Vah zavallı adamcağız," der birincisi, "genç yaşta sakat kalmış. İçim paralandı valla." "Öyle ama terzisinin bir dâhi olduğu kesin," der diğeri, "baksana takım elbiseyi tam oturtmuş!" Analitiğe karşı sentetik, ha? (Kumaştan bahsetmiyoruz, malum.) Yabancının "Terzisi, giysiyi tam adamın üstüne göre yapmış" düşüncesi, terzi ve görünürdeki dikiş becerisi hakkında gözleme dayalı bilgi ifade eden bir sentetik a posteriori önermedir. Ama "Diktiğim bu takım, tam oturan bir takımdır" terzi için gerçekten bir analitik önermedir ve "Diktiğim bu takım, benim diktiğim bir takımdır" demesiyle aynıdır. Adamın deneyeceği her takım üzerine tam oturacaktır çünkü terzi, adamı giysiye oturtmaktadır
·
22 görüntüleme
Pierre Rivière okurunun profil resmi
herhangi bir sondan başa doğru kantçı bir düşünme... nika vectis isle sea aeolis georg jacob 12-3=9 kategori üzerinden yol aldılar sanırım karadenize gitmeleri evrensel bir zorunluluk yine de sırf bu yüzden bile iki rus kavga edebilir kant, kavga ve karadenize gitmek bir tesadüf değil lâkin bu işi bir düelloyla sonlandırmalı ölünmeli düşünceden ya da düşüncesizlikten yine de sondaki okunmadı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.