Kendimi güvende hissettiğim, bütün çıplaklığımı örttüğüne inandığım ve belki de senin karşında ne kadar aciz olduğumu fark ettiğim yorganın altında, henüz verilen narkozun tesirinden kurtulamamış bir hasta gibi duvarlara sayıklıyorum seni. Yokluğunun vermiş olduğu o nabis hisle, sükunetin, sükunetten de ziyade apaçık kimsesizliğin hüküm sürdüğü evimin duvarlarına. Özlüyorum. Sadece özlüyorum.
Ve korkarım böyle öleceğim.