Neden daha önce Anton Çehovla tanışmadım dedirten bir eser oldu.
Bu kitap ben de hak, adalet, acı ve toplum üzerine düşünmem gereken kafamda felsefi sorular oluşturdu. Kitap bazı noktalara o kadar güzel değinmiş ki şey diyorum bazen herkes işine değil önce içine baksın. Anlatımı olsun kullandığı sadelik de dili olsun okuyucuya beni oku beni oku dedirten bir kitap:)
Öncelikle şundan bahsedeyim nedense ben koğuş denilince aklıma hastane gelmiyor hapishane koğuşları geliyor. Bu şaşkınlığım Peyami Safa'nın dokuzuncu hariciye koğuşunda da yaşamıştım. Belki de yazar kitapta hastaların hastaneyi gördüğü bir şekil olan hapishane olarak da düşündüğü için kitabın ismi cuk oturuyor.
Kitaba gelirsek bir doktorumuz var ve birkaç hastamız bunların hayatlarına şöyle bir baktıktan sonra doktor ve Ivan adlı karakterin dünya görüşlerini keyifle dinlemeye başlıyoruz. Şahsen en sevdiğim kısımlar oralardı. Doktorun kendi içsürtüşmeleri, sonra kimin akıl hastası olup olmadığı ile ilgili bir çok varsayım düşünce...
Ayrıca en sevdiğim karakter Ivan karakteri oldu gerek dünya görüşü ile gerek nokta atışı düşünceleri ile :)
Ben keyifle okudum size de güzel okumalar (: