Gönderi

Zihninden dudaklarına dökülebilen tek kelime bu olmuştu. Kulakları uğulduyor, gördükleri karşısında gözlerini kırpıştırıyordu. Boynundan göğsüne kadar bir ürperme hissetti ve şarap şişesi elinden düştü. Şişe ayaklarının arasında patlarken birbirinin aynısı iki Blake birden hızla ona doğru koştular. “Natalie.” Blake onu omzuna almıştı. Bir kadını taşımanın en romantik yolu bu değildi fakat en hızlı ve en etkili yolu buydu. Onu eve taşırken bir kolu uzun bacaklarını tutarken diğeri de sırtından tutuyordu. “Başını çarptı mı?” diye sordu Blake’in erkek kardeşi Beau, yeni kanepenin üzerine yastıkları atarken. “Çarpmadan tuttum onu.”
Sayfa 243Kitabı okudu
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.