Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
"Benim kanaatimce sanat, insana insanı ve hayatı ve bunların manasını öğretmekle muvazzaftır." Sabahattin Ali sanat görüşünü bu sözcüklerle anlatır. Tüm sanat yaşamını özetleyen bu dizinim eserlerinde Nazım Hikmet'in de etkisini gösterir. Toplumcu ve gerçekçidir. "Yeni Dünya" adlı öykü kitabında birbirinden farklı yalnızlıkları olan insanların hayatına konuk ediyor okurlarını. Dertler sadece birden bire sizin üzerinize yıkılmamıştır, çeşitlemesi çoktur ve her insanın dertleri vardır. Bıkkınlık ve umutsuzluk anında on dakikalığına başka bir hayatta mola şansı verir. Bir birinden etkileyici on üç öykü vardır. Öğretmenlik yaptığı yılların, gazeteciliğinin verdiği o araştırma yönü gözlem yeteneği, farklı olayları ve kimlikleri yakalması müthiştir. Asfalt Yol, Hanende Melek, Çaydanlık, Ayran, Isıtmak İçin, Uyku, Selam, Bir Mesleğin Başlangıcı, Bir Konferans, Yeni Dünya, İki Kadın, Sulfata, Hasanboğuldu. Kitaba adını veren öyküsü bir dramdır. Toplum destekli dram. Yaşını almış bir kadın hayatını nasıl idame ettiğini anlatır. Kitaba neden bu adı koyduğunu düşünürken bu benzetmeyi yapmak yerinde olacaktır. Yeni düya, folklor da orta oyunu'nun bir parçasıdır. Köseyirlik oyunlarında; kahvelerde ya da oynanacak alanda bir çember çizilir. Bu çember halindeki dekora "Yeni Dünya" denir. Sabahattin Ali'nin anlattığı bu kadın yani Yeni Dünya düğünlerde, eğlencelerde çember kurmuş insanların arasında oynayıp, onları eğlendirerek para kazanan bir kadını anlatmaktadır. Bu kadın yaşını almış olmasına rağmen çalışmaktadır bu da yoksulluğun diğer bir yüzüdür... Yaşlılık, kimsesizlik, çaresizlik... Çocuğu yaştaki bu insanları eğlendirmeye çalışan Yeni Dünya'nın dramına ortak olursunuz. Bu benzetmenin kurulması dekorun adının bir insanın adı olarak kullanılması, acılarını, umutsuzluk ve yorgunluklarını kendini gizleyerek dansında dekor kurmuş bir kadının hayatını anlatır. Yeni Dünya'nın kişiliği bir dekordur. Başkasının görmek isteğini ona sunmaktır. Nitekim yaşını almış bir kadının oynaması garip gelmez izleyiciye, yaşlılığı yüzüne vurulur, küçük görülür... Deli Emine çağırılır ve iki çengi oynatılır, bir düello başlar ve Yeni Dünya bu savaşı kaybetmemek uğruna kendine çok yüklenir. Sonrasında olanlar da bu yüklenmenin sonuçlarını getirir. Sabahattin Ali olayları yer, zaman, mekan kavramını gerçek hali ile sunar, sahte zamanlar, sahte kişilikler yoktur. Bu anlatımda başarıyı sağlamasında babası Selahattin Bey'in payı büyüktür. Asker kökenli biri olmasına karşı Selahattin Bey çok iyi bir türkçe kullanımına hakimdir. Oğlunuda bu konuda eğitmişitir. Babası belli bir süre Türkçe öğretmenliği yapmıştır. 2. Dünya savaşı sırasında yaşanan olumsuzluklardan etkilenen ailenin tüm sorumluluğu genç yaşta Sabahattin Ali'ye kalmıştır. Babası göçüp gidince ardından: "Yaslandığım dağ gitti." demiştir. Kitaplarında gerçeklik temasının bu kadar ince ve hayatttan bir kesit gbi olmasını nedeni de babasıdır. İlk öyküsünü yazdığı zaman, babası ile balık avlamaya gittiği bir günü yazar. Şöyle başlamaktadır öykü; "Güneş doğmaya hazırlandığı zaman, sabahın ilk ışıklarıyla..." Bunu okuyan babası çok sinirlenir; sen yalancı mısın güneşin doğması nerde bizim gittiğimiz zaman nerede hava zifiri karanlıktı. Böyle yalan yanlış yazacak hakikatten uzaklaşacaksan yazma der. "Yazacaksan doğru dürüst yaz!" bu olay üzerinde büyük etkiler bırakır ve her zaman yazılarında gerçekmiydim? sorusunu sorar kendine. Toplumcu gerçekçi olmasının diğer nedenlerinden biri Nazım Hikmet'tir. Nazım Hikmet'le tanışması sanatına farklı boyut katmıştır. Aşk teması, yanlızlık üzerine yazan Sabahattin Ali, Nazım'ın etkisi ile; işçi, emekçi, vatan, özgürlük... temalarına yönelmiştir. Bir çok şiiri şarkı olmuştur. Bir çoğumuzun ezbere bildiği şarkılar ona aittir. Söyleyen şarkıcıyı çok iyi tanısakta Edebiyatın her alanına dokunmuş bu nadide inciyi bilmiiyoruz. Göklerde kartal gibiydim. Kanatlarımdan vuruldum; Mor çiçekli dal gibiydim, Bahar vaktinde kırıldım., ......... Başın öne eğilmesin Aldırma gönül, aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül , aldırma .... Türkçeyi çok iyi kullanan yazarın eserlerini dikkatli okuyan bir okur cümlelerin kuruluşundaki ahengi fark eder. Dilbilgisi takıntısı vardır. Evde eşiyle tartışırken bile sürekli imla kurallarını hatırlatır düzeltmeler yaparmış. Bu durum eşinin hoşuna gitmezmiş. Günümüzde "ki" eki ve "de " bağlacının kullanımıyla ilgili sıkıntılar yaşayan mesleki defermasyon ya da özel ilgi sonucu düzgün bir Türkçe kullanımını önemseyen insanlar gibi. Üzerine çok konuşulacak konu var. Sabahattin Ali genç yaşta hain bir saldırı sonucunda kaybettiğimiz büyük bir değer. Hangi değere hak ettiği verildi ki.... "Uyku" adlı öyküsü kamyon sahnesi olduğu için beni onun hayatının kesitlerinin en can alıcı olanına götürdü. Hayatının yitirilişi bir kamyon yolculuğuna belkide onun nazarında yeni bir öykünün başlangıcı olacak bir olaya gebe olcakken, son sahnesi olmuştu. Bu ölümsüz yazar hayatımızın bir köşesinde hep sizin gibi binlerce hikaye var ve bu hikayeler hiç bitmeyecek der gibi bakacak. Okuyalım, okutturalım! Keyifli okumalar!
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202127,1bin okunma
··
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.