Dışarıda akıp giden trafikten, korna seslerinden, çingenelerin kavruk seslenişinden, kafalarında binlerce düşünce, ağırlaşmış omuzları birbirlerine çarparak kabaca ilerleyen insanlardan upuzun narin kavaklara, dilsiz mezar taşlarına, mırıldanılan dualara, en saf, en temel duygulara, yapraklar arasında oynaşan güneş ışıklarına, hışırdayan rüzgara uzanan bir yol değil mi yaşam?
İşte siz de o yolun bir yerinde, kaybolmuş oturuyordunuz.
Karşılaştık.