Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Süden Sebepler, Süden Ucuz
sudan sebep" tamlamasını; gereksiz, önemsiz olaylar veya sebepler için kullanırız. Nasıl oluyor da hayatımızın vazgeçilmezi hatta insanın yaratıldığı Madde olan "SU", basit ve önemsiz bir şey gibi "sudan sebepler" örnek veriliyor! "sudan ucuz"; çok ucuz şeyler için kullanılan bir deyimdir. İnsanların uğruna savaştığı bir birini öldürdüğü "su" nasıl oluyor da ucuz birşey oluyor. Çok saçma değil mi? ** Orada kullanılan kelimenin "SU" olmadığını söylersem şaşırır mısınız peki? Oradaki kelimenin aslı "Süden"miş." e yahsebü'l-insanü en yütrake SÜDEN(ayetin meali: insan başıboş bırakılacağını mı hesap ediyor sanıyor) Süden kelimesinin anlamı için Mütercim Asım Efendinin Okyanus'unda şöyle yazıyor: Es-süda, hurma koruğunun (bizim orada içi boş yada bozuk fındığa koruk denir) kapçukları yahut salkımlarının çöpleri salkı olmak manasındadır... Yani Süda kelimesi işe yaramayan, kıymetsiz, değersiz şeyleri ifade etmek için kullanılan bir kelimedir. ** Süden sebep olmuş sudan sebep. Süden ucuz olmuş sudan ucuz. Tıpkı, "azimli Sıçan(fare) duvarı deler" sözü gibi. Eğer ki yazımızı kendi harfleri ile yazmış olsaydık bu karışıklıklar hiç olmayacaktı. Ne dediğimizi bilecektik. Ne dediğimizi bildiğimizde bildiğimizi okuyacak gavurun aklına göre hareket etmeyecektik. ** Kur'an'da ki şöyle bir ayet var: "Allah kalemle yazmasını öğretti." Bu ayetten anlaşılıyor ki yer yüzündeki tüm dillerin öğreticisi Allah'tır. bir talebe neyi talep ederse onu öğrenir, talep ettiği kadar öğretir ve ya iyi bir talebe iyiliği nispetinde ilim sahibi olur. Bugün Vatanımızın coğrafi konumunun ne kadar değerli olduğunu anlamamız zor değil. Peki ya dilimiz. Allah dilimizi Alimlere oradan da bize nakletti. Allah bize Kur'an ve Sünnetten çıkmış bir lisan olan Türkçe'yi Kur'an harfleriyle bize nasip etti. Latin harfleriyle eğitim aldığımız için bunu idrakimiz zor olsa da kur'an okumasını bilmemiz bu gerçeği görmemizi kolaylaştırıyor. Bu da Türk lisanının Kur'an'dan geldiğini kanıtlar nitelikte. Türklüğümüz, Türkçeden; Türkçemiz de Kur'an'dan gelmedir. Bunun kıymetini bilelim. Allah bize böyle güzel ve kıymetli bir Lisan bahşettiği için ne kadar şükretsek azdır. Yazımızı geri almak ümidi ve duasıyla.. (oldi) Teşekkürler
Lütfi Özaydın
Lütfi Özaydın
··
89 görüntüleme
Oldi okurunun profil resmi
Burada bilinmesi elzem bir konu var: Biliyoruz ki Osmanlı'nın son dönemlerinden beri ülkenin gelişmesi geride kalmaması için Batı' dan alanında uzman kişiler ülkemize getirildi. Bu Cumhuriyet'ten sonra da devam etti Mekteplerimizin geri kalmaması, pozitif bilim alanında eksiklerin giderilmesi adına tavsiye ve tespitlerde bulunulması adına Türkiye'ye Batı' dan prof.lar getirildi (2 tanesi çok ünlü adlarını ne yazık ki hatırlamıyorum, kaynaklarım da yanımda olmadığı için bakamıyorum). Neyse bu prof.lardan birisi (getirildiği alanın dışına çıkarak, çünkü teknik alanda tavsiyeler için getirilmişti) Kur'an harflerimizin değiştirilmesi gerektiğini, böylece eğitimde yüksleceğimizi falan fısıldadıktan bir yıl sonra. Harf devrimi yapıldı. Amaç ve beklenti ülkemizin gelişmesiydi, yani bir akademisyene güvenilerek alınan bu kararın bizi özümüzden uzaklaştıracağı ne yazık ki hesaba katılmadı. ** Okul yıllarımda, kur'an harfleri ile öğrenmenin zorluğundan bu yüzden geri kalacağımız için Latin harflerine geçildi gibi fasa fiso iddialar çocuk yaşımda beni ikna etmiyordu. Çünkü dünyanın en zor dilini konuşan japonya, Çin gibi ülkelerin seviyeleri bu açıklamayı fasa fiso yapıyordu. Japonya demişken arkadaşlar Latin hurufatı Japonlara da tavsiye edilmiş fakat kültürümüzü özümüzü kaybederiz diye kabul etmemişler. Biz Türkler o reaksiyonu gösteremedik. Çünkü kendisi kadın ve çocuklarını köle gibi çalıştırarak bir devrim (sanayi devrimi) yapan Batı'yı gözümüzde çok yücelttik. Veyahut kendimizi küçük gördük. Dolayısıyla onların aklını üstün tutup onların aklına gittik. Yıllarca ölüm-kalım savaşı vermiş, yokluk, yetimlik çekmiş büyüklerime Japon reaksiyonu göstermedileri için kızmıyorum. Ama bugün bunların farkına varmamız gerektiğine inanıyorum arkadaşlar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Oldi okurunun profil resmi
Meseleyi daha sarih hale getirmeye dair bir kapı açıldı.. "sudan sebep"teki su'yun sıvı cisim olan su ile alakası yok. Su-i zan (kötü zan), su-i kast'(kötü kast)taki su ile aynı.. Sıvı olan "su" ile sesteş bile değil aslında. Kur'an yazısını terk ettiğimiz için ve söz konusu kelimenin (daha doğrusu bazı seslerin) Latin alfabesinde bir karşılığı olmadığı için ya da bazı seslere karşılık verilmediği için "sudan" şeklinde yazılmış. Zamanla da "sudan sebep"teki su, sıvı olan su olarak zihne tecessüm etmiş. Anlam olarak pek bir kayıp görülmese de karşılıklığa yol açılması, Dil'in manevi ve estetik tarafının görmezden gelindiğini gösteriyor. Dil, sanattır. Bu örnek ise sanat kaygısı taşınmadığını gösterir. ** Bu mevzu ne kadar önemli? Hüsn-ü misâl: İsminizin bir yerde harf hatasıyla yanlış yazıldığını veya telaffuz edildiğini fark ettiğinizde, düzeltmek istersiniz.. Sizi ilgilendiren bir mevzuda, özel isminiz konusunda, hassasiyet göstermeniz, toplumu ilgilendiren bir mevzuyu "sudan" bulmamanız için yeterlidir. ** Harf devrimi sonrası hangi seslere niçin karşılık verilmedi? Not: "süden" de ne yazık ki doğru bir kullanım değil. su'dan ayırmak için öyle kullanmıştım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.