Burada bilinmesi elzem bir konu var:
Biliyoruz ki Osmanlı'nın son dönemlerinden beri ülkenin gelişmesi geride kalmaması için Batı' dan alanında uzman kişiler ülkemize getirildi.
Bu Cumhuriyet'ten sonra da devam etti Mekteplerimizin geri kalmaması, pozitif bilim alanında eksiklerin giderilmesi adına tavsiye ve tespitlerde bulunulması adına Türkiye'ye Batı' dan prof.lar getirildi (2 tanesi çok ünlü adlarını ne yazık ki hatırlamıyorum, kaynaklarım da yanımda olmadığı için bakamıyorum). Neyse bu prof.lardan birisi (getirildiği alanın dışına çıkarak, çünkü teknik alanda tavsiyeler için getirilmişti) Kur'an harflerimizin değiştirilmesi gerektiğini, böylece eğitimde yüksleceğimizi falan fısıldadıktan bir yıl sonra. Harf devrimi yapıldı. Amaç ve beklenti ülkemizin gelişmesiydi, yani bir akademisyene güvenilerek alınan bu kararın bizi özümüzden uzaklaştıracağı ne yazık ki hesaba katılmadı.
**
Okul yıllarımda, kur'an harfleri ile öğrenmenin zorluğundan bu yüzden geri kalacağımız için Latin harflerine geçildi gibi fasa fiso iddialar çocuk yaşımda beni ikna etmiyordu. Çünkü dünyanın en zor dilini konuşan japonya, Çin gibi ülkelerin seviyeleri bu açıklamayı fasa fiso yapıyordu.
Japonya demişken arkadaşlar Latin hurufatı Japonlara da tavsiye edilmiş fakat kültürümüzü özümüzü kaybederiz diye kabul etmemişler.
Biz Türkler o reaksiyonu gösteremedik. Çünkü kendisi kadın ve çocuklarını köle gibi çalıştırarak bir devrim (sanayi devrimi) yapan Batı'yı gözümüzde çok yücelttik. Veyahut kendimizi küçük gördük. Dolayısıyla onların aklını üstün tutup onların aklına gittik.
Yıllarca ölüm-kalım savaşı vermiş, yokluk, yetimlik çekmiş büyüklerime Japon reaksiyonu göstermedileri için kızmıyorum.
Ama bugün bunların farkına varmamız gerektiğine inanıyorum arkadaşlar.