Ben değilsem, kim? Şimdi değilse, ne zaman?
Emma Watson
Feminizm sadece kadınlar için ortaya çıkmış bir fikir akımı değildir. Ataerkil toplum yapısına sahip olduğumuzdan ve bunun tüm dünyaya yayılmış bir sorun olmasından dolayı elbette öncelik ve baş sebep olarak kadınlar üzerinden yola çıkılmıştır. Fakat cinsiyet gözetmeksizin, bazı farkındalıkları yaratmanın herkesin görevi olduğunu düşünüyorum.
Unutmayalım ki Feminizm, hepimiz için, cinsiyet eşitliğinin bütün ülkelerde uygulanmasını sağlamak amacıyla vardır.
Amacımız ezilen veya ezilmeyen bütün kadınlara ses olup, sahip olduğumuz hakları almaktır.
Kadın-Erkek eşitliğini savunan herkes FEMİNİSTTİR. Öncelikle içinizde bu gerçeği kabul edin ve daha sonra okumaya devam edin.
Bakın, bizler dilenci değiliz. Sizlerden yahut erkeklerden ekstra bir hak talep etmiyoruz. Zaten olan hakkımızı istiyoruz! Bu uğurda amacından sapan, içini kinle dolduran topluluklar elbette olacaktır. Bunun önüne geçemeyiz.
Fakat şu an öyle bir hal aldık ki feminizm kelimesi insanlara iğrenç geliyor. İnternette dolaşırken bazı yorumlara şahit oluyorum, “ben de kadın-erkek eşitliğini savunuyorum ama feminist değilim.”
Neden feminist değilsin?
Feminizm zaten eşitlik demektir. Bu amaç uğrunda yola çıkmıştır. Peki sen neden feminist olmuyorsun? İşte bunun cevabı tamamen kulaktan dolma bilgilerle toplumda kendine bir yer hazırlamaktır. Okumak, okuduğunu anlamak, araştırmak ve müzakere yapmaktan tamamen yoksun bir konumda olduğumuz için toplum adına ortaya çıkmış bütün fikir akımlarını genel yargılara göre ölçüp biçiyoruz.
Feminizm de -her fikir akımına ait topluluklarda olduğu gibi- zamanla belirli kollara ayrılmış ve bu gibi katı düşüncelere sahip kadınlar tarafından yanlış tanınmıştır. Ben onları da zaten kadın-erkek eşitliğini istemeyen eril zihniyetten ayırmıyorum.
İnsanlar artık bu kelimeden çekiniyor. Hele bazı kadınlar feminist olduklarını söylerlerse erkeklerin gözünde kötü gözükeceklerini düşünüyorlar. Toplumda dışlanacaklarına inanıyorlar. Kadın-Erkek eşitliğini istemek sizler için iğrenç midir? İçten içe bunu savunurken “feminist misin?” sorusuna “asla” cevabı vermek nedendir?
Bizler erkeklerden nefret etmiyoruz ki... onlardan kendimizi üstün de görmüyoruz. Neden aynı üniversiteden mezun ve aynı diplomaya sahip bir erkekle aynı maaşı almayalım? Neden cinsel haklar konusunda erkekler normal karşılanıyorken kadınlara ayıp olsun? Neden siyaset erkeklerin işi olarak görülsün ve kadınlar beceremez diye aşağılansın?
Neden eşit şartlarda çalışan eşlerin akşam eve geldiğinde yemek ve temizlik görevi sadece kadına aitmiş gibi davranılsın?
Biz bu algı kadınlar için kırılsın isterken aslında erkekler için üzerlerinde olan yükü almaya çalışıyoruz. Hadi bir farkına varalım. Kadınlardan değil de erkeklerden konuşalım.
Sizler yıllarca erkeğin maaşı eşinden yüksek olmalıdır gibi bir toplum baskısına maruz kalmadınız mı? Çocuklarınıza kadın ile eşdeğer ebeveynlik yapmak büyüklerinizce ayıp karşılanmadı mı? Hesabı erkek adam öder düşünce yapısı yüzünden ilişkiler sırtınıza kambur olmadı mı? Ağlamanın bile utanç olarak görülmesinden yorulmadınız mı? Erkekler kadınları korumalıdır diye bastırılmadınız mı? Eşinizden izin almadan hareket etmeyip, ona saygı duyarken arkadaşlarınız tarafından hanımcı diye dalga geçilmedi mi?
Bizler biriz, tamız. Bize yapılan aslında size de yapılandır.
Eşitlik diyoruz çünkü aynı hayatı yaşıyoruz. Aynı sorumluluklara sahip olalım, aynı hakları paylaşalım istiyoruz.
Gel buluşalım ve hesabı ben ödeyeyim. Bundan neden utanıyorsun?
Sen evde çocuklarına bak, eşin(kadın) işe gitsin ve para getirsin, bu neden zoruna gidiyor? Toplumun geneli olarak bu baskıyı kırarsak hepimizin rahatlayacağını söylüyorum ama sen bana feminist değilim diyorsun ve üstüne üstlük dalga geçiyor, bunu marjinal olarak görüyorsun!
Ama biz farklı olmak istemiyoruz, aksine aynı olmak istiyoruz!
Sana şu an ağlayarak kendi yaşadığım sıkıntıları veya toplumda yer alan kadın cinayetlerinden bahsetmeyeceğim. Sen zaten bunu çok iyi biliyorsun, onlardan kaçmaya çalışsan da görüyorsun. Sana şu an hepimizin sıkıntılarını yazıyorum. Bunun artık kaçabileceğin, görmezden gelebileceğin bir durum olmadığını söylüyorum.
Ne zaman bunun ikimizin de sorunu olduğunun farkına varacaksın? Ne zaman beni anne olarak görmekten vazgeçip sadece insan olduğumu hatırlayacaksın? Ya da ne zaman kadınlar, erkeği belirli kalıplar içine sokmaktan vazgeçeceksiniz?
Ben toplumsal olan bu sorunu fark edip sorgulayan kadınlar görmekten ziyade, birlikte hareket edebilen erkekler ve kadınlar görmek istiyorum. Bu sadece kendi sorunlarını fark etmenle olmamalı. Bencil olma. Senin yaşamaman bunların yaşanmadığı anlamına gelmiyor. Şiddet gören bir kadına “ben olsam 1 dakika durmazdım,” deme. Anlamaya çalış, empati yap.
Mücadelemiz sadece eril zihniyetle değil. Ataerkil düzene inanan kadınlar ve erkeklerledir. Mücadelemiz cinsiyet ayrımı yapmaksızın herkesledir. Sadece kadınların hakkını aramıyoruz. Tüm düzende eşitlik, hak ve adalet istiyoruz.
Feminizm tüm dünyanındır. Sadece Türkiye’nin değil. Ama bizim ülkemizde çok yanlış tanınmıştır. Bununla dalga geçen, yanlış aktaran birçok insan olmuştur. Tabi feministliğin özünü anlamadan sadece ben feministim deyip konuşanlar da buna alt yapı sağlamıştır.
Ortalıkta sürekli kadınlar şöyledir, kadınlar böyledir, onlar çiçektir, melektir, anne adayıdır gibi yaklaşımlarla dolaşan birçok kadın var. Bunu da yanlış buluyorum. Sen anneysen o da baba. Beni diğerlerinden ayırma, yüceltme! Kendini de insanlar seni kadın olduğun için sevmek, yardım etmek zorundaymış gibi acındırma. Sen varsın, güçlüsün. Yalvarmıyorsun, sadece mücadele ediyorsun unutma!
Sana koca bulamadığın için feminist olmuşsun muamelesi yapmalarına izin verme. “Feministler çirkin kadınlardan oluşur,” kalıbına ise hiç aldırma. Feminist olduğunu söyleyince ibne muamelesi gören erkek arkadaşlarım ise bu eşitliği sağlamak gerektiğini daha iyi anlayacaklarını düşünüyorum.
Erkeğin yeteneğiyle kadının yeteneğinin farklı olmasının cinsiyetle bir alakası yoktur. Hepimizin becerileri birbirinden farklıdır. Bu seninle belli olur. Bir kadın erkekten daha kaslı da görülebilir ve daha güçlü de olabilir.
Ve Sen!
Bir ebeveynsen erkek çocuğuna “erkek adamsın, yaparsın!” deme! Kız çocuğun aynısını yapamaz mı sanıyorsun? Ne yazıkki bu tarz kalıplar beynimize çocukken aşılanıyor. Şimdiki yetişkinler belki bunun farkına varamayacak. Ama sen! Sen, çocuklarına bunu öğretebilir, geleceğe güzel bir nesil miras bırakabilirsin.
8 Mart Dünya Kadınlar günüymüş. Bu günün anlamının gerçekte ne olduğunu biliyor musun? Ölen işçi kadınların hatırlanması, geleceğin bu uğurda kayıplar yaşamaması, düzelmesi ve her sene bir öncekine dönüp bakınca neler değişmiş anlaşılması için var. Kapitalist düzenin burjuva kadınlara hizmet etmesi için değil. Bana çiçek alma. Kadınlar günüm yok benim. Hepimizin günü yok. Pırlanta istemiyorum, kolye istemiyorum. Ya da o gün kadınlar için düzenlenen etkinlikler hiç istemiyorum!
Ünlü markalar bu gün için feminist temalı ürünler çıkarıyor. Fiyatları dudak uçuklatan cinsten. Ayşe teyzemin feminist olmaya hakkı yok mu? Reklamınız sadece belirli konumda olan kadınlara mı?
Bu kapitalist düzen feminizmin yanlış tanınmasına sebep oluyor. Feminizm bu değildir. Şampuan reklamlarındaki kusursuz kızlar değil! Bunu artık sığ ve boş insanların eline bıraktınız ve olay sadece kadın düşmanlığına dönüştü. He bir de olayı yanlış anlayıp erkek düşmanlığı yaratan kadınlar da dahil.
Ben senin düşmanın değilim, senim.. Biriz, aynıyız. Bana sırtını dönme ve beni anla. Kadın- Erkek eşitliğine inanan hepimiz aslında FEMİNİSTİZ, unutma.