Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gerçekten Allah'a itaat eden ve O’nun yolundan giden kimselerin düşüncelerinden ve yaşantılarından anlaşıldığı üzere mutluluk (yani saâdeti kastediyoruz), kendinde bir gaye değildir, zira bu dünyadan en yüce iyi Allah aşkıdır. Yaşamdaki mutluluğun sürekliliği, insandaki fizikî yapıya, hayvanî nefse ve insanın bedenine isnat edilemeyeceği gibi zihnî bir duruma, geçici hallere maruz kalan bir duyguya ya da hazza ve eğlenceye de isnat edilemez. Mutluluk, nihaî Hakikatin kesinliğiyle (yakîn) ve bu kesinliğe uygun olacak biçimde davranışta bulunmayla ilişkili olmalıdır. Kesinlik (yakîn), insandaki sürekliliği ifade eden ve insanın manevî biliş organı olan kalp vasıtasıyla idrak edilen şey için tabiî olan bilme durumunun sürekli bir halidir. Mutluluk; huzur, emniyet ve kalbin itminanıdır' (tuma’nîne); Mutluluk, bilmektir (mârifet) ve mârifet ise hakikî îmândır. Mutluluk, tahrif olmamış Vahiyde Kendisini tanımladığı şekilde Allah’ın bilgisidir. Mutluluk, ayrıca bir kimsenin hakkını, bundan dolayı da yaratılış alanındaki hak ettiği yeri ve bu bilgiler uyum içindeki ibâdetle birlikte bir kimsenin Yaratıcı ile olması gereken ilişkisini bilmektir, öyle ki sonuçta ortaya çıkan duruma adalet denilebilsin. Bu dünya hayatında Allah aşkı ancak bu bilgi sayesinde elde edilebilir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.