"Gönlüm, sana kavuşma (yoluna) adanmış (bir kurban);
canım ise emanetindir... "
"Madem ki eline imkan geçti; ihmal etme, gel adağını yerİne
getir ve emanetinİ al!"
"Eğer hasta isen, tabibin benim; yok, eğer aşık isen, sevgilin
de benim."
"Gel, vuslat meclisine mahrem ol da, bir an için olsun benimle
birlikte bulun!"
"Lale (gibi kırmızı yanağın) ile nergis (gibi sararmış çehrem)e parlaklık ver; taze reyhan (gibi kokulu saçların) ile zambak (gibi bembeyaz yüzüm)ü süsle!"
"Firuze (gibi yeşil ayva tüylerinin bulunduğu yanağırıı) yakut (gibi kırmızı dudaklarım)a yaklaştır; böylelikle papağana
halis şekerden rızık ver!"
"Erguvan (renkli dudağın)ı gül (gibi kırmızı) dudağımla
birleştir ve Hızır'a hayat suyunu ulaştır!"
"Ama, eğer bela ve gam yaralısı, tutkun bir aşık değilsen; aşıkmış gibi yapmacık davranışlar gösterip kendine ve bana söz getirme!"
"Bir parça akıl ve feraset sahibi ol da, bizi halkın diline düşürme!"
"Ey gül, (ben sana bu kadar arzulu iken) sen bana ayak uydurmayasın; ben yanağırnın güneşini sana sunayım, sen hararet göstermeyesin; ben (vuslat) kadehimi sana uzatıp 'gel' diyeyim, sen davranmayasın; bu bana ar değil midir?"
"Çok tecrübe etmişim; aşığın, maşukuna bu kadar naz etmesi;'gülün, yüzünü göstermesine karşılık, bülbülün bunu anlamazlıktan gelmesi az görülen şeylerdendir!.."
Sayfa 479 - Yapı Kredi Yayınları - 2. Baskı - 2002 - Çeviri: Muhammet Nur DoğanKitabı okudu