Herşeyin anlamsız, amaçsız ve boş olduğunu düşünüyordu. Eşini, işini, çocuklarını terk ederek bir arayış yolculuğuna çıktı. Bir hastananede çocukları güldürmek için palyaçoluk yapmaya başladı. Peki içindeki acıyı maskeyle kapatabilecek mi? Kendinden yine kendine mi kaçmıştı? Derdinin dermanı yoksa kendinde miydi? Yok oluşun kıyısındayken aslında kaybolmamak için çırpınıyor muydu? Kendi kaosunda kaybolmanın kıyısındamıydı? Yazarın güzel anlatımıyla bu soruların cevabını arayacağız. Ayrıca kader konusuna yaklaşımı ve anlatımı çok güzeldi. Bir insanın var olma çabasını, kendi içinde ki çırpınışlarını, sessiz çığlıklarını metaforlarla, biraz da ironik bir üslup ile anlatan, akıcı bir kitap. "Varoluşçu Roman" tabirini sonuna kadar hak eden, önsözden başlayıp altını çize çize okuyacağınız bir kitap. Kendi varlığınızı ortaya koyup sorgulama vakti. Palyaçonun makyajını silme vakti