Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
32 günde okudu
**var mı buralarda sürgün? marjinal? yabancı birilerii? :)
sürgüne çarptırılmış bir dille. malatya'da siyaset okumaları atölyesinde okunacak olan kitaplarımızdan biri de edward said'in entelektüeli idi. 60-70'lerden tutun 80-90'lara ve hatta 2000'lilerden de oluşan geniş yelpazeli bir ekiptik. entelektüel kitabının tahlili için artistlik yapıp gönüllü olduğumu, kitabı bitirebildikten(!) sonra itiraf edebiliyorum tabii ki. :) edward wadie said; karşılaştırmalı edebiyat profesörü, aktivist, teorisyen. babası, amerikan vatandaşı filistinli hıristiyan annesi, lübnanlı hıristiyan doğum: 1 kasım 1935 ölüm: 25 eylül 2003 okumayı düşündüğüm diğer kitapları: "filistin sorunu", "medyada islam" ve "yersiz yurtsuz" ayrıntı yayınlarından inceleme türüyle bize ulaşan "entelektüel"in ilk basımı 1995 yılında sekizinci basımı da nisan 2018'de basılıyor.. amerikalı yayımcı ben sonnenberg'e de ithaf ediliyor. dokuz sayfadan oluşan sunuş bölümünü iki buçuk saat içerisinde okuduğumu da söyleyeyim ne olacaksa olsun :) reith konferansları nedir, nerede olmuştur, kimler niye neden ve nasıl katılmışlar, robert kim, john kim, öteki john da kim, toynbee kim? o kaynaktaki kitaba bak bu kaynaktaki kitaba bak hem o hem bu kaynaktaki kitaplara bak, incele, okuyup okumayacağını belirle, notlar aall şeymaa; açıp bir de anlamakta güçlük çektiğim birkaç reith konferansı da dinlemeye çalışıncaa efendim kitabın içinde kaybolmuş bulundum bir kere. :) bu kısımda edward said, entelektüel" üzerine kimdir, neyi benimser, neyi reddeder üzerinde ufak ufak tespitler yaparak girizgâhını yapmış bulunuyor. benim kadar uzatıp da keyif alabilirsiniz, oradan oraya koşturup araştırırken pek de sıkıldığım söylenemez.:) kitaptaki "entelektüel" tanımlamalarından önce benim de zihnimde bi şeyler oluşsun diye entelektüel taramaları yaptım, görüşünü önemsediğim insanlardan entelektüel yorumu istedim. entelektüel: kökeni fransızca olan bir kelime. hem akademik hem de avam ordan burdan tanım topladım. :) *bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında özel öğrenim görmüş aydın, münevver. *entelektüel birikime sahip olan kişi(haadi caanım allasen). :) *elinde piposu, diğer elinde kitabı, gözlüğü olan kişi. :) *istanbul'da metro'da çok varlar. :) *entel ile karıştırılmaması gereken bir kelime. *eskiden olduğu gibi toplumda bir uzlaşma oluşturacak genel simgeleri yaratan biri değil, bu simgeleri sorgulayan, kutsal sayılan gelenek ve değerlerin iki yüzlülüğünü, ırkçılığını, cinsiyetçiliğini teşhir eden; hiçbir fikir ayrılığına tahammülleri olmayan kutsal metin gardiyanlarıyla mücadeleden çekinmeyen kişidir. *ilk kez 1898'de emile zola, bir dost meclisinde sarfetmiştir bu sözcüğü. *hürriyet'te vehbi koç'un kızı: "bizdeki entelektüeller ya solcudurlar sadece batı'ya bakarlar, veyahut sağcıdırlar doğu'ya bakarak batı'dan bihaberdirler." *charles bukowski: "entelektüel basit bir şeyi karışık söyleyebilen kişidir; sanatçı ise zor bir şeyi kolay." *sartre de 'aydınlar üzerine' kitabında: "entelektüellik, teknik bilgi gerektirir. sınıfsız olmaktır." birinci bölüm: entelektüelin temsil ettikleri -"entelektüel belli bir kamu için ve o kamu adına bir mesajı, görüşü, tavrı, felsefeyi ya da kanıyı temsil etme, cisimleştirme, ifade etme yetisine sahip olan bireydir. bu rolün özel, ayrıcalıklı bir boyutu vardır ve kamunun gündemine sıkıntı verici sorular getiren, ortodoksi ve dogma üretmektense bunlara karşı çıkan, kolay kolay hükümetlerin veya büyük şirketlerin adamı yapılamayan, devamlı unutulan ya da sumen altı edilen insanları ve meseleleri temsil etmek için var olan biri olma duygusu hissedilmeden oynanamaz." ikinci bölüm: milletlere ve geleneklere pes etmemek george orwell'in siyaset ve ingiliz dili denemesinin bahsi geçiyor burada. orwell, "siyasal dil" diyordu, "yalanları doğru, cinayetleri saygın göstermek ve içi tamamen boş sözlere doluymuş görüntüsü vermek amacıyla tasarlanmıştır." bir önceki bölümde benda'nın kadınlardan entelektüel olamayacağı ifade edilirken; bu bölümde modern feminist entelektüel için virginia woolf'un "kendine ait bir oda"sı örnek gösteriliyor. ve ekleniyor: "woolf bir kadının yazmak için eline kalemi aldığında nasıl bu erkek değerleriyle her zaman karşı karşıya kaldığını anlatırken, aynı zamanda entelektüel birey yazmaya ya da konuşmaya başladığında gündeme gelen ilişkiyi de anlatır aslında." ve pek tabii ali şeriati ve malcolm x de anılan entelektüellerden. -"yönetenlerin islamı mı, diye soruyor suriyeli şair ve entelektüel adonis..." yine entelektüeller için, -"milliyetçi olmayı sürdürseler bile milliyetçilik yüzünden eleştirilerinden vazgeçmemişlerdir." bu bölümde esperanto* dilinin de bahsi yapılmakta. benim gibi merağa düşüverenler varsa buraya da ufak bir parantez olayıım. :) esperanto, polonyalı göz doktoru lejzer zamnhof tarafından ortaya atılan uluslararası bir dil. bu dilde,"ümit eden" anlamına gelmekte. bu doktorumuz, çok dilli bir ortamda yetişmiş ve bilmesine rağmen karışık bulduğu latince ve yunancayı reddetmiş. esperanto; almanca, fransızca, ingilizce ve rusça dillerinin harmanlanmış hali. bu dilde her şey çok basit ve mantıklı imiiş. isimlerin cinsiyeti yok, yazıldığı gibi okunuyor. bütün fiiller kurallı. otuz bini aşkın kitap, dergi, yayın ve gazete bulunuyor. ve hattaa bu dilden çoook insan evlenmiş filan :) bir iki örnek cümle de bulmuştum: -"te animo estas mia!(benim olacaksın)" -"dio dei lumo.(come with me)" üçüncü bölüm: entelektüel sürgün:göçmenler ve marjinaller bu bölümden alıntı çokça yapmış idim. kitabın arka kapağındaki yazı da kitabın mottosu da genel olarak kitaba yayılmış bulunmakta -sürgün, marjinal,yabancı-. marjinal* toplumda türdeş bir kümenin içine girmeyen, onun en ucunda yer alan, aykırı. sürgün* içinde yaşadığı toplumun( ve hatta dünyanın) yerlilerinden olmamayı, orada hep tedirgin, rahatsız ve başkalarını da rahatsız eden bir yabancı* olmayı içeren bir konum ona göre. dördüncü bölüm: profesyoneller ve amatörler burada bir arkadaşımla yaptığım muhabbeti paylaşmak istiyorum :) ben: şimdi bak, entelektüeli kelime olarak araştırıyorum. altyapı olsun ki adamın(hevet yazar:) dediğini tanım olarak almayayım. sana da sorayım ne demek entelektüel? kullanıyoz havalı kelime de:) arkadaşım: haydaa:) b: noldu yaktım mı beynini? :) a: zekasını ve düşünme yetisini meslek amacıyla kullanan kişi. yahut bütün fikirlerini, aklını şahsi kanaatleri için kullanan kişi, yani amacı uğruna tüm yetisini kullanan b: vay reyiz iyi bi şey yani? a: çıkarları uğruna zekasını kullanan kişi b: kötü oldu. ahah:) a: yani biraz profesyonel bir iş diyebilirim hani bak zekasını ne için kullanır insan? b: kullanan birine mi sorsan ahah :p a: açıklamasını yapıyorum ama ben bundan mahrumum :) b: est efenim a: profesyonel bir iş efenim bu, biz mahrumuz ama :)) b: biz amatörüz :) araya sayfalar sayfalar girdii :) b: bak baak, ne olduu; sen hani entelektüele profesyonel dedin ben de hani biz amatörüz dedim a: ee dedindi b: bkz: "profesyonelleşmenin baskısı giderek artarken, amatör kalıp kamusal alanda yoksullar, yok sayılanlar, güçsüzler adına kendi görüşünü ve tavrını temsil etmekte ısrar eden bireydir entelektüel." diyor edward said. b: entelektüelmişiz ya l*. ahahha:) a: haydaa :) beşinci bölüm: iktidara hakikâtı söylemek buraya da okurken "-adamlık." diye not aldığım alıntıyı bırakıyorum: "geçen iki yıl içinde birkaç kere medyadan ücretli danışmanlık yapma teklifi aldım. bunu reddettim, bir tv kanalı ya da gazeteyle ve bu piyasanın kaypak siyasal dili ve kavramsal çerçevesiyle sınırlı kalmak istemedim. keza, düşüncelerinizin sonraları nasıl kullanılacağı konusunda hiçbir fikrinizin olmadığı bir iş olan, yönetim makamları için danışmanlık yapmakla da hiç ilgilenmedim. ikincisi, doğrudan ücret karşılığı bilgi vermek, bir üniversite sizden halka açık bir konferans vermenizi istediğinde başka, sadece az sayıda memurdan oluşan kapalı bir çevreye konuşmanız istendiğinde bir anlama geliyor. bu ayrım bana çok bariz göründüğünden üniversite konferanslarını her zaman kabul ederken diğerlerini her zaman reddettim. son olarak, siyasi düzeyde de filistinli bir grup benden ne zaman yardım istese ya da bir güney afrika üniversitesi ne zaman ülkelerini ziyaret edip ırk ayrımcılığına karşı ve akademik özgürlükten yana bir konuşma yapmamı talep etse istisnasız kabul ettim." altıncı bölüm: tanrılar hep iflas eder burada gerçek entelektüelin laik olduğuna vurgu var. bölümde geçen soruyla, cevap aramadan sormak eylemiyle girişiyorum bu alıntıya: --"kişi kafa bağımsızlığını korurken aynı zamanda herkesin önünde mezhebinden dönüp günah çıkarma ıstırabını yaşamayabilir mi?" sağlam bir kitap. birçok kitaba yol olan sizi de yolcu etmek isteyen bir kitap. bilmediğim çok kavramı, daha çok insanı, daha daha çok fikri; yolculuğumda bana yoldaş etti, iyi de etti. son bölümde nöronlarım birbirine girdi ve aralarındaki boşluk öyle arttı ki. :) herkese entelektüel diyemeyeceğimi, çookça az olduklarını kati bir şekilde zihnime yerleştirdi. beni yoran, mahrum kalmadığım için de mutlu eden bir kitap oldu. **yok mu oralarda sürgün? marjinal? yabancı birilerii hıı? :)
Entelektüel
EntelektüelEdward Said · Ayrıntı Yayınları · 2011921 okunma
··
116 görüntüleme
Halil İbrahim Altundağ okurunun profil resmi
Keyifle okudum güzel bir inceleme yazısı olmuş.
şeyma okurunun profil resmi
çok teşekkür ederim.
Necip G. okurunun profil resmi
Elinize sağlık, uzun bir okuma maratonu olmuş:) Keyifle okudum yazınızı... 5. bölümde tebessüm ettim:) Bizim zaman içerisinde tamamıyla dışında kaldığımız bir konu:)
şeyma okurunun profil resmi
hem de ne uzun, bunu sanırım incelemeye de yansıtmışım :) okumanız dahi çok kıymetli, çok teşekkür ederim :) gerçekten de öyle. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.