Bölümler arasında tek bir satır bile boşluk bırakılmayan paragraflar, ardı arkası kesilmeyen madam, dük, prens gibi sosyetik unvanlar, Proust'un kelime haznesinin beynimin damarlarını köpürtmesi... Anlayamazsınız.
(anlamak için ekstra çaba sarf ediyorum)