Barış Bıçakçı, Seyrek Yağmur'dan sonra yeni kitabı daha 5 sene gelmez derken Tarihi Kırıntılar ile 2019'a giriş yaptı. Kitap ismi ve kapağı "beni okuma" derken, Barış Bıçakçı ismi tüm bu kötü seçilmiş detayları kapatıyor. Hatta kitabı okuduktan sonra ismine de hak veriyorum. Diyor ki "şair, mutfak masasındaki kırıntıları avucunda toplarken sabahı, öğleni, akşamı, masada oturanların geçmişini toplar. Pencerenin önüne serper sonra onları. Yakın tarihimizi en iyi serçeler biliyor."
Kitap 4 ayrı zamanı tek potada eritiyor. İlki başkarakter Can'ın ablası Meral'in kayboluşunun ardından yaşadığı süreç, ikincisi şair yolculuğunda edindiği birikimler, üçüncüsü diğer şairler ile yapılan söyleşiler ve sonuncusu da söyleşiler sonunda yer alan mini şiirler. Bu 4 kısım birbirlerini nevresim örtüsü gibi rahatsız etmeden örtüyor. Tüm karakter kaybolmuş vaziyette bana göre, kitapta yolda karşılaşır gibi karşılaşıyoruz ve selamlaşıp ayrılıyoruz. Biz de kayboluyoruz onlar gibi. Nereye gittiğimizi, ne yaptığımızı bilmeden. Diğer kitaplarına nazaran daha az heyecan verse de altı çizilecek onlarca satır hatırına yine son dönem Türk edebiyatında en önemli yazarlardan biri olarak yer ediyor."