"Zorba için evren, ilk insanlar için olduğu gibi, koyu kıvamlı bir görünümdü; yıldızlar üstünden akıp gidiyor, deniz onun şakaklarında kırılıyordu. Yeryüzünü, suları, hayvanları ve Tanrı'yı, aklın biçim değiştirici girişimi olmadan yaşıyordu." (Sayfa: 164) Belki de Zorba'yı en güzel anlatan paragraflardan bir tanesidir bu bana göre. Hayatı zihnin kalıplarından kurtularak yaşamak, zihnin oyunları ile oluşan korkularimizi, hayata karşı , geleceğe karşı endişelerimizi bir yana bırakarak, zincirleri kırıp, iplerimizi kopartıp , dolu dolu, her anından zevk alarak yaşamak Zorba'nin felsefesi. Hep özgürlükten dem vururken asıl özgürlüğün ne olduğunu bambaşka bir bakış açısı ile kazandırıyor okuruna Zorba. Mesela her gün gördüğünüz ağaca bir daha bakın ve şaşırın. Neden ağaç var diye sorun ve düşünün. Sadece ağaç değil; gözünüzü açtığınız her gün küçük bir çocuk gibi bakın hayata ve şaşırın, derin nefesler alın , ve günü olduğu gibi kabul ederek yaşama sıkı sıkıya bağlanin. İnsanın kendini hapsettiği hayatla ve insanın kendisiyle yapılmış en güzel hesaplaşma Zorba. Anlatılması zor ama mutlaka tanışılması gereken bir karakter. Şu hayatı nasıl yaşamalı sorusuna belki de bir kılavuz Zorba. Okumadan geçmeyin diyorum. Sonsuz sevgi ve saygılarımla .

ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,1bin okunma

·

35 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mine Oral