Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sinem İçin Ses Olun Ey Vicdan Sahipleri :(((
Masumiyetin kirletildiği bir toplumda nefes almaktan utanır hale geldik... İnsanların hayatını karartan, umutlarını yitirmesine sebebiyet veren, mazlumun yerildiği, zalim ve şerefsizlerin korunduğu bir toplumda, adalet mekanizmasında! Adalet var diye söylenen insanlara sesleniyorum! Hepiniz katilsiniz! Hepiniz zalimsiniz! Hepiniz şeytansınız! Hangi akıl ve vicdan sahibi böyle bir raporu düzenleyebilir, hangi vicdan sahibi rapora dayanarak bu zalimliği geçiştirebilir! Nerede hakimin takdiri, nerede insanlık! Kararı veren hakim ifşa edilsin!!! Sizlerin ne aklı, ne vicdanı, ne de inancı var! Bu mübarek günün yüzü suyu hürmetine Rabbim ıslahınız mümkün ise ıslah eylesin, değilse El-Kahhar ismi hürmetine kahrı perişan eylesin!!! 🤲🤲🤲 Yaşattığınızı yaşamadan son nefesinizi vermek nasip olmasın inşaAllah 🤲🤲🤲 Ya Rab! Biliriz ki senin vaadin muhakkak gerçekleşecektir. İnsanlıktan bir haber bu zalim güruhunun cezasını tez zamanda gerçekleştir inşaAllah 🤲🤲🤲 "Sinem Şahin, herkes tarafından zihinsel engelli olduğu bilinen biri. Aynı mahallede yaşayan 5 erkek tarafından cinsel istismara uğradı. Bu cinsel saldırılardan birinin sonucunda, gebe kaldı. Gebeliğini bile, kendisi değil, annesi fark etti. Adli mercilerce sonlandırıldı. Sanıklardan şikâyetçi oldu. Ama mahkeme bu sanıkları serbest bıraktı! - Ben doğru mu anlıyorum: Sinem 22 yaşında ama zekâ yaşı 11-12... Evet. - Ve 5 erkek ona, cinsel istismarda bulunuyor. Tecavüz ediyor yani! Onların kim olduğu da biliniyor. Ama ceza alan yok. Beşi de serbest... Doğru, olan bu! - Peki nasıl olabiliyor böyle bir şey? Adli Tıp’ın vermiş olduğu rapor var, “Maruz kaldığı eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilir” diye. Hal böyle olunca da, mahkeme reşit, normal birey gibi kabul etti Sinem’i... - İyi de, siz, yüzde 50 engelli diyorsunuz? Evet. Zihinsel engeli oldukça ciddi bir durumda. 5 dakika bile konuşsanız, hemen anlayabilirsiniz. Yeğenleriyle oturup evcilik oynayan bir çocuktan bahsediyoruz. Bu arada dosyada, Adli Tıp raporları dışında Sinem’in 3 farklı raporu daha var. Üçünde de, ‘ruhen kendini savunamayacağı’ belirtilmiş. Yani, ‘maruz kaldığı eylemi anlayamaz’ deniyor. - Ya hamilelik? O nasıl ortaya çıkıyor? Annesi, adet olmadığını fark ediyor ve soruyor. Sinem de, “Evet, olmuyorum” diyor. Hastaneye gidiyorlar ve orada ortaya çıkıyor ki, hamile. Sinem, olan biteni annesi-babasına değil, ablasına anlatıyor, “Benimle zorla birlikte oldular” diyor. - Kimmiş o adamlar? Bu 5 sanık da (Fatih, Ali, Ahmet, Mustafa, Burhan) Sinem’in yaşadığı mahalleden komşuları. Tüm mahalle gibi onlar da Sinem’in rahatsız olduğunu biliyorlar. Sinem bakkala giderken, çöp dökerken karşılaştığı insanlar. Buradan gelen tanışıklıklar ve kısa konuşmalar var... - Peki Sinem’in rızası söz konusu olabilir mi? Rızası olduğunu düşünmek güç. Çünkü eylemin idrakı ve sonucuyla ilgili fikri olmadığı o kadar belli ki. İdrak edebilse, buna aklı eren bir genç kadın olsa, zaten önlemini alabilir ve gebe kalmazdı diye düşünüyorum. - “Zihinsel engelli birinin rızası” diye bir şey söz konusu mu? Hayır. Kendisine vasi atanan birinin rızası, hukuken geçerli bir rıza değildir, olamaz! Zaten Medeni Kanun’umuz, bu kişiler kendi başlarına eylem ve iştiraklerde bulunmasın, hukuken sorumluluk altına girmesinler diye vasi atanmasını gerekli görür. Sinem’in vasisi, mahkeme kararıyla annesi olarak tayin edildi... - Doktora muayeneye götürüldüğünde gebeliği kaç haftalıkmış? 16 haftalık. - “Sinem’in zaman kavramı yok” diyorsunuz, bu ne demek? Günü, ayı, yılı karıştırıyor demek. Sinem sadece üstümüze giydiğimiz kıyafetlerden ve havanın sıcaklığından anlayarak mevsimleri bilebiliyor. 2018 yılının mart ayında olduğumuzu, günlerden hangisinde olduğumuzu, 2 hafta öncesinde neler olduğunu bilemiyor. 2 hafta önce olan bir şeyi olay olarak sorsanız hatırlayabilir ama “Ne zamandı?” derseniz duraksar ve ille de bir cevap almak için zorladığınız anda, “2 yıl önce” diyebilir. - Dava dosyasında, Sinem, tek tek kimin, ona ne yaptığını anlatıyor. Hep, “Rızam yoktu, benimle zorla birlikte oldu” diyor. Peki bunun adı cinsel saldırı değil mi? Evet öyle. Cinsel saldırı ya da toplumdaki bilinen adıyla tecavüz... - Peki sanıklar neden ceza almıyor? Mahkeme, Sinem’e bağırıp bağırmadığını, kurtulmak için bir şey yapıp yapmadığını sorduğunda, Sinem bağırmadığını söyledi. Neden bağırmadığı sorulduğunda da, “Bilmiyorum” dedi ve tüm bunları oldukça safça söyledi. Sinem’in bağırmayışı, ‘rızayla cinsel ilişki’ gibi bir kisveye sokularak, ‘bağırsaydı, cinsel saldırı diyecektik ama bağırmamış’ gibi mantık dışı bir gerekçeyle sanıklara beraat hükmü verildi... - Bu aşağılık istismarcıların ceza almaması, bütün zihinsel engellilere bu tür rezalet suçların işlenebilmesi anlamına gelmiyor mu? Gelmez olur mu? Dahası, bu tip suçların işlenebilmesini kolaylaştırıyor. Bizim dosyamızda üzücü olan, zihinsel engelli bir bireyden, açıkça faydalanılma durumu olduğu halde, maalesef mahkemenin bunu göz ardı ederek “Ama bağırmamış!” gibi bir gerekçeyle sanıklara ceza vermemesi... GERÇEKTEN GADDARCA! Bu derecede zihinsel geriliği olan bir insanın, fiili anladığı bile şüpheliyken, bir de bağırmasını beklemek gerçekten gaddarca! Sağduyu yok, vicdan yok, muhakeme yok! - Çocukları ve engellileri koruyamadıktan sonra, kimleri koruyacağız? İşte biz, bunu düşünen, aklında küçücük de olsa soru işareti kalan bir mahkeme istiyoruz! Mahkemenin dosyadaki çelişkiyi gidermek için yaptığı hiçbir şey olmadı. Sağduyu yok, vicdan yok, muhakeme yok! Şu anda uygulamada, Adli Tıp raporunun üzerinde bir rapor olmasa da, bu raporlar da birer takdiri delildir. Yani hâkimi bağlamaz. Hâkim isterse, kendi gözlemine göre de karar verebilir ki bu dosyada benim ısrarım üzerine ilk celsede tutanağa hâkimin gözlemi geçti. O da şu şekildeydi: “Mağdurun, konuştukça anlam ve cümle bütünlüğünü, zaman mefhumunu ve sebep-sonuç ilişkisini kaybettiği gözlemlenmiştir.” Ama dava devam ederken, heyet değişikliği yaşadık. Yeni gelen başkan, Adli Tıp raporlarına göre karar vermeyi tercih etti. Vicdani kanaatinin bu olduğuna inanmak istemiyorum..."
··
16 görüntüleme
Hasan Savuk okurunun profil resmi
Bu toplumu bu şekilde alıştırıyor bu hakimler savcılar avukatlar ve bizi yönetmeye çalışanlar insanlarımızın sınır uçlarıyla oynuyorlar mantıksız hükümler vererek. Ama empati kurmayı beceremeyen bu üst akılların tırnağına çöp batsa kıyamet koptu derler ama söz konusu halk olduğunda yasalarımız böyle elden bir şey gelmez savındalar. Bu yasaları hazırlayanlar insanlar değilmiydi sonuçta sizde bir insansınız neden önlem almiyorsunuz. Bu durumda her yaşanan olumsuz olaylarda sizinde katkınız olduğunu farketmiyormusunuz. Aslında daha ağır yazmak gerekiyor ama yine de vicdanım ve terbiyem buna müsaade etmedi. Ve yinede sağduyumu koruyup hakaret etmeyeyecegim. Ama bu acılar insanın dayanma gücünü gerçekten zorluyor gün geçmiyorki haberlerde bir kadın cinayeti. İstismar haberleri, tecavüz haberleri, şiddet haberleri daha ne kadar göz yumacaklar bu gidişe karar ve uygulama merciileri. Lütfen sizi duyarlı olmaya davet ediyorum. (Karar ve uygulayıcılar. Biraz empati lütfen biraz empati)
Ülfet okurunun profil resmi
İşin yargılama kısmı tamamen fiyasko ona edilecek laf bile bulamıyorum ben ama beni en çok ilgilendiren durum biz nasıl bu hale geldik. Bir toplumun yapısı nasıl olur da bu kadar deforme olur?. Vatan millet hususunda sorsan herkes savunucusu, koruyucusu. Peki çocuklarımız, kızlarımız konusunda neden böyle ahlaksızlığa meyil var? Her konuyu din'e bağlamak istemem ama gerçekten inanç yoksunluğu mu sebep oluyor tüm bunlara. Ya da herkes kendince din alimi oldu da gerçek bir inanç sistemi yozlaştırıldığından mı insanlığımız çürüdü bu kadar? Çözülmesi gereken ilk mevzu hakim savcı mevzusu değil! Çözülmesi gereken ilk mevzu toplumda ortaya çıkan bu sapkınlık seviyesinin her geçen gün artışı. Detaylı okuyamadım bile yapılanları. Bunları yapanlar nasıl vicdana sığdırdı tüm bunları anlamak mümkün değil...
Kitap Tutkunu Adam كتاب طوتقونی okurunun profil resmi
Aslında her konunun Din ile alakası var. Fakat dile getirilince farklı lanse ediliyor ve ayrıştırma baş gösteriyor. Bir insanın koruyucu kalkanı bana göre imandır, imandan yoksun olan bir çok şeyden eksik oluyor. Ne acı bir gerçektir ki toplumumuzun inkar edilemez bir bölümü dil ile iman etmenin yeterli olduğunu düşünüyor! Yine insanı adalete yönlendiren en temel etkiler iman ve Allah korkusudur. Bu korkuyu her an içinde yaşayan bir insan çoğu şeyden kendini koruyabilir. Ama eksik olanlar herşeyi gayet normal karşılayabiliyor! Şimdi bu sözlerimden kimse farklı anlamlar çıkarmasın. (İman edenler ahlaklı, etmeyenler ahlaksız demiyorum!) Yine belirtmek gerekir bence bu toplumun kurtuluşu kadınların kendilerini en iyi şekilde eğitmesi, koruması ve çevresine yansıtması ile olacaktır.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.