Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Filozofa kızan vatandaşın şiir destekli atarı :)
Bir gün biri bana Kant için gelecekte şiirsel bir eylemde bulunacaksın deseydi eğer, muhtemelen ona geceleyin muhtelif bölgelerin açıkta kalmış derdim. Gün bugün olduğunda ise alt alta mısralar yazmanın, konu felsefe olunca biraz kasıntı bir inceleme yazmadan yeğ olacağını düşündüm. Bilenler bilir, Kant sabahtan akşama ahlaktan ve yasadan bahseden bir zat-ı muhteremdir. Gerek içimizde doğuştan vuku bulmuş olan tanrısal bilgiyi çevreleyen ahlâk, gerekse istemelerimizi ödevler yoluyla baskı altına alacak olan yapay ahlâk yasası Kant'ın besmelesidir. Buna da özgürlük demesini bir akıl kurnazlığından başkaca bir şey olarak görmüyorum. Kant, çok fazla mutluluktan bahseder, aldanmayın merhuma, konuşması sonlandığında sizi mutsuz eder. Mesela "Ebedi Barış üzerine felsefî deneme"sinde şu sözleri zikretmiştir: "Kanun koyucunun ortak iradeye dayanarak hukuki bir yönetim biçimi kurma işini, bir vahşi sürüsünden meydana getirdiği bir millete bırakacak kadar ahlâklı davranmasını pek bekleyemeyiz." O kadar övdüğü ahlâkın gayesi açıktır. Çağ büyüğümüz Slavoj Žižek'in konu ile ilgili tespiti yerindedir: "Demokraside, kendi eylemlerim, çoğunluğun iradesini hayata geçiren meşru eylemler olarak 'gizlenir'." Sözü Alain Badiou'ya bırakarak, şiirimi gelecek nesillere bir armağan olmak üzere buracıkta okuyorum: "Parlamenter toplumlarda siyasetin hukuk temasına teslim edilmesi... felsefeciyi sofistten ayırt etmenin imkansız hale gelmesine yol açar. Tersinden bakıldığında, bürokratik toplumlarda, felsefeciyi memurdan ya da polisten ayırmak imkansızdır. SON KERTEDE, FELSEFE GENELDE TİRANIN SON SÖZÜNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR." En yüksek iyi'ye giderken ben; İlahi buyruklar peşinde yürürken akıl Takmış koluna kaşları çatık bir ahlâk En büyük erdem mutluluğu idam etmekmiş Kuşatmış vicdanımızı yasalar Tanrı'nın krallığında Ve adına özgürlük denmiş tasması kutsanmış yaşamın Yaşamak uğruna yaşama nedenlerini yitirme derken Juvenalis, Akragas'ın tiranı olmuş herkes Bir pirinç içinde birbirini yakarken Maksimler bile sarhoş olmuş Yobazlıkta açmışsa gözlerini bilge, Bilgi bile zehirli olur, bilmez misin? Ruhların ölümsüzlüğünü istemek Elbette hakkımız, söke söke alırız lakin Üç teorik kavramı öldürüp atmışlar koyutlamaların kuytusuna Özgürlük, ölümsüzlük ve tanrı Olmasını istediğim için oluverdi gayya kuyusu, yoksa her şey bir zamanlar Mamak çöplüğü Eksik olmasın: "Üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlak yasası" Soysuz ve bozucu itilimlere kırbaç gerek Mutlu rastlantılara ise sonrasız zaman Mutluluğu değil mutlu olmanın umudunu veriyorsa biri, kaç oradan Kendi kendime yeter olma olanağının bilinci, benim biricik özgürlüğüm Ben-sevgisi karışmış ise zemzem suyuna Nerede kaldı diğerkam esenlik Aklı, duyularüstüne taht kurmuş olana kurban eden Kant Bilesin İçimizdeki yargıç o kadar özgür değil. Bu kendinden emin ama ne idiğü belirsiz incelemeyi, Kant'ın kendi sözleri ile sonlandırıyorum. "Ahlak geliştirilmesi ve işlenmesi sonsuz yararlar vaadeden insanın doğal yapısının en soylu özelliği ile başladı ve yobazlıkta ya da boş inançlarda son buldu."
Pratik Aklın Eleştirisi
Pratik Aklın EleştirisiImmanuel Kant · Türkiye Felsefe Kurumu · 2000593 okunma
··
465 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.