Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

618 syf.
8/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Aslında kitap tektir ve o Kuranı Kerimdir. Bütün kitaplar bir bakıma onun yorumudur. Evet, kitabın içerisinden alıntıladığımız bu cümle ile başlayabiliriz Sezai Karakoç’un ‘GÜNLÜK YAZILAR SÜTUN’ kitabının tahliline. Yüz kitaplık okuma listesinin dördüncü sıradaki kitabı yaklaşık altı yüz sayfalık hacmi, içerisinde barındırdığı meselelerin çeşitliliği ve hakikate götüren yolda basamak olması hasebiyle çok mühim gerçekten. Kitabın ismi üzerinden hemen birkaç cümle kurabiliriz:     İsminden de anlaşıldığı üzere kitap Sezai Karakoç’un 1967 ile 1968 yılları arasında günlük olarak kaleme aldığı yazılardan oluşuyor. İlk planda bir gazete köşesinde yazılan yazılardan oluşması bizi kitabın sadece o günün şartlarını ilgilendiren ve siyasi amaçlarla, kısır tartışmalara yol açacak nitelikte yazılardan oluştuğu hissine kaptırabilir. Ancak kitabı okuyan herkes Sezai Karakoç’un olaylara ne kadar da geniş perspektiften baktığını ve ileriyi görerek yüzyıllara ustaca hitap ettiğini görür. Bugünkü gazete anlayışımızdan tamamen farklı olarak basit meselelerle değil de insanı cemiyette her şartta ilgilendirecek, medeniyet temeline dayalı, bir takım yapıcı eleştiriler (yıkıcı değil) ve ortaya koyduğu tezlerle zaman ve zemini mezceden tutumu bugün de okunabilir kılıyor kitabı. Hatta içinde bulunduğumuz medeniyet krizine binaen bugün bu satırları anlamak ve satırlardan sadırlara taşıdığımız fikri yaşanabilir kılmak için daha da mühimdir okumak bu kitabı. Neden mi? O zamanlar genç kuşağın sarılacağı ve onlara yol gösterecek büyükleri ve Müslümanların kültür seviyesi yüksek, neye niçin inandığını bilen yol göstericileri vardı. Mesela Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’su, Yedi Güzel Adam’ın Mavera Dergisi, Salih Mirzabeyoğlu’nun Akıncı Güç dergileri fikir planında (hepsinin beslendiği ana damar ve bu alanı sağlayan da şüphesiz bir bakıma Büyük Doğu) Müslümanları temsil ediyor ve yalnız inanmak değil neye niçin inanılması gerektiğinin de portresini çiziyorlardı. Bugünün gençliğinin hangi konularla iştigal ettiği ve ilgilerinin hangi mecralara yönelik olduğunu şüphesiz hepimiz biliyor ve sekülerizmin her geçen gün gençliği kıskacına aldığına utançla şahit oluyoruz. Utanıyoruz yahut utanmalıyız çünkü üzerimize üzerimize gelen her türlü tehdide ve bizi sömüren her türlü alete karşı suskunuz. İşte bu yüzden bugünümüzden başlayarak geçmişe yolculuk yapmak ve bu yolculukta asrı saadete ulaşmak için de aşama aşama çeşitli evrelerden geçmek mecburiyetindeyiz. Bilmek yolun başı elbette, şüphesiz ki okumak ise bilmenin ilk adımı. Yaratan Rabbimizin adıyla okuyarak önce kendi şahsiyetimizi inşa edecek, ardından ise başka dünyalara açılacağız. Yeni bir dünya inşa etmek ve keşfi kadim yapmak istiyorsak vaz-ı ceditten önce Türkiye’nin bugününden dününe, Osmanlının yıkılış sürecine, İstanbul’un fethine ve sırasıyla ta asrı saadete kadar yolculuk yapmak mecburiyetindeyiz. Elimizde zaman makinesi olmadığına ve böyle bir şey de muhal olduğuna göre okumaktan başka çaremiz yok. Ama unutmamak gerek, bilmek yalnız başlangıç! Biliş buluşa ardından ise oluşa dönüşmez ise bu biliş bize yük olacak, ahirette ise hesabı bizatihi sorulacaktır. Böyle bir niyet tashihinden sonra kitabımıza bir göz atalım:      Bazı yazılardan başlıklar vermek sanırım meramımızı anlatmaya kâfi olacaktır. Mesela ‘Diriliş Saati’ yazısı şimdi ayağa kalkmamızın vaktinin geldiğini, ’Ayasofya Ne kadar Sabırlısın ‘ yazısı kilidinin kırılmasının bize farz olduğunu, ‘Ödev Şuuru’ yazısı Müslüman’ın bakış açısını, ‘Vazife Nerde Biter’ yazısı bu işin emekliliğinin olmadığını, ‘Adalet’ yazısı ülkede hala birçok şeyin sistem dolayısıyla adaletsiz olduğunu, ‘Devrimcilik Serüveni’ Komünizmin çarpıklığını, ‘Putlaştırma’ yazısı etrafımızı saran putların ne de çok olduğunu ve birilerini putlaştıranların bu işten vazgeçmeyeceğini, ‘Üniversitede Bunalma’ eğitim sistemimizin çarpıklığını ve bunlardan başka yaklaşık olarak 200 adet yazı Türkiye’den İslam âlemine, Avrupa, Çin ve diğer medeniyetlere kadar çarpıcı, uyku kaçırıcı tespit ve tekliflerle dolu. Kitabın hepsini okumasanız dahi kitaplığınızda muhakkak bulunmasını şiddetle tavsiye ediyoruz.   Olayları İslam çerçevesinden ve Ehli Sünnet anlayışından zerre sapmadan değerlendirme, tavizsiz Müslüman duruşunu kazanıp her şartta ve mekânda doğruyu Allah için söylemeyi Müslüman gençlik olarak Rabbimizden diliyor, bir an önce beklenen nizamın inşası için yeniden bizi bir araya getirmesi için dua ediyor ve dualarınıza talip olarak  sizleri Mevla Teâlâ’ya emanet ediyoruz.                                                                                                                
Günlük Yazılar 2 - Sütun
Günlük Yazılar 2 - SütunSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2016309 okunma
··
247 görüntüleme
Fâtih okurunun profil resmi
Sezai Karakoç, mûhkem bir şekilde dikmiş sütunları.Bu sütunları anlamak ve Mirzabeyoğlu'nun ifadesiyle "yaşamayı fikir, fikri yaşamak bilmek" mottosuyla düşünce dünyamıza kazandırmamız gerek.İnceleme siteden öte bir blog için yazıldığından mütevellit üslubu biraz farklı olabilir,Yusuf Kaplan Hocanın listesine devam eder iken yazılmış idi.
Salih okurunun profil resmi
En merak ettiğim kitaplarından biri daha sıra gelmedi ama yıl bitmeden okuyacağım inşallah
Fâtih okurunun profil resmi
Muhakkak oku Üstad,günlük yazılarla çağın ötesine nasıl geçiş yapmış kendin şahit ol bizzat.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.