Sponsorlu kitap incelemesi de başlamış.
Aklıma Hasan Ali Toptaş’ın kitapları geldi. Birçok yerde bahsettiği gibi Toptaş ilk kitabını kendi imkanları ile bastırdığında kimse okumamış. O da kitaplarını Reno Toros’un arka bagajında getirip evdeki çekyatın altına sıkıştırmış. Sonra baktı ki olmuyor, bu işlerden vazgeçmiş. “İlk kitabımı bastırdığımda dünya etrafımda dönecek sanmıştım. Demek ki öyle değilmiş.” diyor.
Sonrasında bir arkadaşı izin almadan (iyi ki) Yalnızlıklar kitabını bir Kuzey Avrupa ülkesinde bastırmış. Böylece de yazar, okuruyla buluşmuş.
Bilmem anlatabildim mi? Keşke herkesin imkanı iyi olsa mı demek lazım yoksa zorluklar içinde kendine yer edinmek mi gerekir demeli?