Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

— Sorun şu, –dedi.– Bir gün kendime şöyle bir soru sordum: Eğer benim yerimde Napolyon olsaydı ve mesleki tırmanışına başlamak için önünde ne Toulon, ne Mısır, ne Mont Blanc’dan geçiş gibi güzel ve anıtsal şeyler değil de gülünç, zavallı bir kocakarı, üstelik de sandığındaki paraları çalmak için (mesleki tırmanış için, anlıyorsun ya?) öldürülmesi gereken bir tefeci kocakarı bulunsaydı ve başkaca da hiçbir çıkış yolu olmasaydı, acaba ne yapardı? Böylesine anıtsal olmaktan uzak, üstelik de… günah olan bir şey yaptığı için acı duyar mıydı? Şunu hemen söyleyeyim ki, bu “sorun” üzerine çok, ama çok kafa yordum, öyle ki sonunda Napolyon’un bu işten acı duymak şöyle dursun, bu işin anıtsal bir iş olup olmadığı gibi bir konunun aklının köşesinden bile geçmeyeceğini, hatta… bu işin insana acı verebileceğini farkında bile olmayacağını anladım (nasılsa birdenbire anladım bunu) ve böyle düşündüğüm için müthiş utanç duydum… Önünde başka bir yol yoksa, hiç duraksamadan kadının işini bitiriverirdi Napolyon!.. Ben de… bunun üzerine düşünmekten vazgeçip… bu otoritenin örneğine uygun olarak… cinayeti işledim… Tümüyle anlattığım gibi oldu bu iş! Gülünç mü buluyorsun? Evet, Sonya, burada asıl gülünç olan; bu işin tam anlattığım gibi olmasıdır…
Sayfa 518Kitabı okudu
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.