Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yedi Gece - Jorge Luis Borges
“Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo” Ne büyüleyici bir isim, değil mi? Tabiki sadece ismi değil, sahip olduğu devasa edebiyat, tarih ve sanat bilgisi, yabancı dil becerisi, hayalgücü, betimleme yeteneği ve okuyucuyu bir anda içine çekip bırakmayan tarzı ile de büyüleyeci bir yazar. 1955 yılında (56 yaşında) kalıtsal bir hastalıktan dolay kör olmasına rağmen edebiyattan kopmamış, annesi ve arkadaşları vasıtası ile yazmaya devam etmiştir. 1986 yılında hayatını kaybeden Borges, özellikle fantastik öğeleri ağır basan kendine özgü tarzı ile sadece Latin edebiyatını değil, tüm dünya edebiyatını etkileyen en önemli yazarlar arasındaki yerini almıştır. “Yedi Gece”, Borges’in 1977 yılında Arjantin’de yaptığı 7 ayrı konuşmanın derlenmiş halinden oluşmaktadır. James Woodall’ın yazdığı 13 sayfalık muhteşem önsöz, Borges’i tanımak ve daha önemlisi anlayabilmek adına yeterli derecede yardımcı olmaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere, kitap yedi bölümden, yani Borges’in yedi ayrı edebiyat konulu konuşmalarından oluşmaktadır. İlahi Komedya Karabasanlar Binbir Gece Masalları Budacılık Şiir Kabala Körlük Tam da İlahi Komedya’yı yeni okumuş bir kitapsever olarak, Borges’in bu eserden bahsedişini dinlemek (evet dinlemek diyorum, çünkü okurken adeta dinliyor hissine kaplıyorsunuz), onun gözünden Dante’nin bu ölümsüz eserini görmek benim için tam isabet oldu. İnceleyerek, araştırarak, sindire sindire okumama rağmen, Borges’in bu mükemmel yorumu sayesinde ne kadar çok detayı atladığımı farkettim. Kendisinin defalarca bu ölümsüz eseri okuduğunu, her tekrar okuyuşunda çok daha fazla detayı keşfettiğini ve tekrar okuduğunda mutaka yeni keşifler elde edeceğini kendinden emin bir şekilde dile getiriyor. Bir çok dili ileri seviyede bilen Borges’in, özellikle karabasan sözcüğünü (kabus, nightmare, pesadilla, ephialdes, incubus, cauchemar) etimolojik olarak ele alıp incelemesi ile şaşırtıcı sonuçlar elde etmenizi sağlıyor. “Düş” kelimesine öyle bir anlam yüklemiş ki, düşün mü gerçek yoksa hayatın mı düş olduğunu sorgulamaktan kendinizi alkoyamıyorsunuz. Binbir Gece Masalları’nı yorumlayışı, Budacılık hakkındaki görüşleri, şiirler üzerine olan konuşması ve Kabala’ya bakışıyla sadece Latin edebiyatına değil, batı ve doğu edebiyatı hakkındaki uçsuz bucaksız bilgi birikimine hayran olmamak elde değil. En etkileyici bölüm ise hiç tereddütsüz 7’inci ve son bölüm olan “Körlük”. Kör olmayı hiçbir zaman kendisine verilen bir ceza olarak görmediğini belirten Borges körlüğü hakkında “Hayatımda bu kadar yakınılacak bir olgu değil. Körlük bir çeşit hapistir, aynı zamanda da bir özgürlüğe kavuşma, yaratmaya elverişli bir yalnızlık, bir anahtar ve bir cebirdir.” diyor. Sonuç olarak; okuduğum 5’inci Borges kitabı ve her okuduğum kitapta kendisine olan hayranlığım ve sahip olduğu uçsuz bucaksız edebi bilgi birikimine olan saygım kat kat artıyor. İnanılmaz bir yazar ve müthiş bir eser. Saygılarımla….
Yedi Gece
Yedi GeceJorge Luis Borges · İletişim Yayınevi · 2014251 okunma
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.