Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

236 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Üçüncü Saramago kitabım Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş. Yazarın yalnız virgüllerle ayrılan uzun cümlelerine alıştığımı söyleyebilirim, okurken zorlanmıyorum artık. Saramago'nun kitapları hep bambaşka dünyaları barındıran kurgulardan oluşuyor. Bu kitapta ise ölüm olmadığında neler olabilir, bizi nelerin bekleyebileceği üzerine bir kurgu bekliyor bizi. Kitabın konusunu okuduğumda ilgimi çekti ve büyük bir beklentiyle başladım, ancak umduğumu bulamadım, büyük bir bölümünde sıkıldım maalesef. Kitabın sonuna doğru farklı bir olay başlamış gibi oldu ve sevmeye başladım, ama yine de sonunda "ee yani" demekten kendimi alamadım. Konusuna, sıkıldığım noktalara ve beğendiğim bölüme gelecek olursak: Roman yine Saramago tarzına sahip: adı bilinmeyen bir ülkede geçiyor ve adı bilinmeyen karakterlerimiz var. Bir ülkede ölüm görevini yapmayı bırakıyor ve hiç kimse ölmemeye başlıyor. Sonrasında yaşananları kaleme alıyor Saramago. Bu durumdan en çok etkilenen bakıma muhtaç yataklarında olan hastalar oluyor ve onlara bakan aileleri. Üzülerek de olsa hem onların iyiliği için hem de kendi zorluklarından kurtulmak için bir yol arayışına giriyorlar. Hastaları ölümün görevini sürdürdüğü komşu ülkeye götürüp hayatlarına son vermek gibi. Sonrasında ölümsüzlüğün ardından ilk tepki cenaze işleri ile uğraşan firmalardan geliyor, bu tepkiye sigorta şirketleri, yaşlı bakım evleri katılıyor. Hükümet işlerin iyice kötüye gittiğini fark ediyor, yaşlanıp ölmeyince ülkenin başında verimsiz adamların olmasını istemeyen halktan ayaklanma bile bekleniliyor. Kısacası tam bir kaos baş gösteriyor ülkede. Benim sevemediğim bölümler tam da bu anlattıklarımdı. Ben bu olayın insanlar üzerindeki etkisini merak ettim. Ölümsüz bir insanın duygularını görmeyi bekledim ama Saramago ölüm olmayınca hükümet, düzen, şirketler, iş kolları vs. gibi toplumsal durum üzerinden göstermiş sonucu. Ben bir insan aradım romanda ölüm olmadan ne yapacağını merak ettiğim. Konusu itibariyle kitabın ikinci bölümü diyebileceğim farklı olayların seyrettiği kısma gelelim. Ölüm bir varmış bir yokmuş... Önce yok oldu sonra ise tekrar var oluyor. İnsanlara eflatun renkli zarflarda hayatlarının sonuna bir hafta kaldığını haber veren mektuplar gönderen Ölüm çıkıyor karşımıza. Hepimiz düşünmüşüzdür öleceğimiz zamanı bilsek -bu zaman isterse yıllar sonra olsun- ne yaparız? Yaşayabilir miyiz, o an her zaman yaptığımız işimizi yapmaya devam eder miyiz ya da hayatta bizi daha mutlu kılacak şeylere mi yöneliriz? Bu noktada düşünmemizi sağlıyor ölümü, sonu, hayatı... Saramago ölümü bir insana dönüştürüyor, konuşturuyor. Bu noktada ölümün dilinden Saramago'nun hayata, insanlara, ölüme bakışını anlayacağımız cümleler duyuyoruz. Kitabın sevdiğim yanını ise bu detaylar oluşturdu. Sonunu ise ben mi anlamadım bilmiyorum, okuyanlar ne düşündü merak ediyorum. Saramago ne anlatmak istedi Ölüm'ün bir insan olmasıyla hatta cinsiyetiyle ve son ile. Sanırım bir kaç yıl sonra tekrar okuyacağım bir kitap oldu Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş. Belki o zaman farklı tatlar alıp daha iyi yorumlayabilirim anlatıyı diye düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.