Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

213 syf.
7/10 puan verdi
·
44 günde okudu
Kitap, din ve felsefenin akıl üzerinde eşsiz bir şekilde anlaşılmasını ve uygulama teknikleri, Batı' nın ve bir çok ülkenin din mezhepleri üzerinde hakları ve düşünceleri gerçeğe bağlayan niteliklerini ele almıştır. Bir çok insanın ve kitabı tek cümle ile anlatabilirsiniz ama bazı insanlar tek kelimeye sığmayacak kadar bilgili ve kalabalıktır. Bazen tek bir insana ihtiyaç duyar insan hiç düşündünüz mü bunun sebebi nedir? İnsan duygularıyla, gözyaşları ile, en önemlisi sevgisi ile çoğalır. Kitapta bazı öge ve nesillere yer vermiş bunlardan bazılarını ele almak istiyorum: Akıl, dinde önce Allah' a teslim sonra kula iadedir. İki yolu var buna inanmanın; biri din diğeri felsefe... Dinde akıl, Allah' teslim kula iade derken aklın insan için varla yok arasında ama var olan bir kavram olarak hayatımıza girmesini inceliyoruz. Akıl, bana göre kullanıldığı alana göre var ya da yok şeklinde nitelendiriliyor hatta daha iyi bir açıklama irade ile şekil alan akıl insanın asıl kimliğini beyan etmektedir. İyiye ve doğruya çalışır; o zaman vardır. Kötüye ve harama çalışır; o zaman en iyi cümle ile insan ağzından konuşmak isterim ki " aklı olan bu kötülüğü yapar mı?" ... Sanırım insan nesli var olduğundan beri bu cümle dilden ve felsefeden eksik olmamıştır. Felsefede akıl, aklın kendi hükümdarlığı peşindedir. Akıl kesinlikle var ama görünmeyen bir kavramdır. Hem dinde hem de Felsefede ortak alan edinen akıl sanırım yerini çok eski zamanlarda din felsefesine bırakmıştır. İnsan kararı: hiç bir kararsızlık en kötü kararın bile yerini tutamaz. Herkes bilir ki en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. İnsan iki ele sahiptir. Bir elinde hakikat diğer elinde mağlup vardır. Hangisini seçeceği ona kalmış. Akıl devreye girer ve birini seçer. NFK. Tasavvuf konusunda dıştan ve satıh üstü beş türlü anlayış ve görüş tespit edebileceğimizi beyan etmiştir: - Evliyalık adı altında basit anlayış - İslamda yarı aydınların anlayışı - İslami ruha yanaşmayanların anlayışı - Din içinden tasavvufu red anlayışı - Batı kültürüne biraz ulaşmış tipler Açıklamaya gelince kendini üstünkörü sanan insan topluluğunun boyundan büyük sözler ile insan iradesinin yanlış yollarda ilerlemesini sağlamaktır. Sözlerinin gerçeklik payının oldukça düşük olması basit açıklama ve kanıt yetersizliği ile Felsefede de yerini bir çok olguya kaptırmıştır. İslamda kendini gerçek bir düşünür ve din adamı olarak gören velhasıl din mezunu bir öğretmen ve imamın peygamber nizamında yalan bir inanç ve dayanağı bulmadan yarı aydın bir şekilde tam aydın düşüncesi ve maskesi ile kendini halk arasında isim duyurup din felsefesi adı altında kendini korumaya çalışmasıdır. İslami ruha yanaşmak kişinin kendi kararı ve inancıdır. Dendiği üzere dinde zorlama yoktur ve insan karşısındaki insana mağlup duygulara zorla mahkum edip hadsizlik etmediği sürece... Din içinde tasavvufi red anlayışı insanın hastalıklı, kendine özgü din yaratıp din adı altında üzerinde saygı bekleyen nitekim kişilik ve ruha istiklal duyulup yaşama arzusudur. Batı kültürüne gelince bir çok filozof, düşünür ve yükselen insan tiplerinin çıktığı dönemdir. Kanıt ve insanı hakların maddeye döküldüğü dönem, istiklal kelimesinin tam anlamı ile kullanılmaya başladığı gelişim sürecidir. Kitabı en iyi şekilde açıkladığımı düşünüyorum. Belirtilmek istenen dinde özgürlük vardır lakin hiç bir dinin temelinde hakları ihlal ve saygısızlık yoktur. Yeri olmayana yer açmak hukuk sürecinde suçtur. İyi okumalar diliyorum.
Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
Batı Tefekkürü ve İslam TasavvufuNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20131,783 okunma
··
224 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.