Misafir odasındaki koltuklarda, evin sakinleri ya da sürekli ziyaretçileri değişik konumlarda oturur burunlarını çekerlerdi.
Sohbet edenler arasında büyük ölçüde derin bir sessizlik hakim olurdu: herkes her gün birbirini görürdü; akıl servetleri karşılıklı olarak tüketilmiş ve harcanmış olur, dışarıdan da haberler çok az gelirdi.
Sessizlik; sadece Ilya Ivanoviç'in ağır, yerli malı çizmelerinin ayak sesleri duyuluyor, bir de holdeki duvar saati boğuk bir sesle sarkacını sallıyor ve ara sıra Papageya İgnatyevna ya da Nastasya Ivanovna’nın eliyle ya da dişleriyle kopardığı ipliğin sesi duyuluyordu.