Sultan-ı yar
Kebir çölünde bir tuz tanesi gibi kaybolsa gönül kervanlarıyla kumları yekten yeke arar onu tekrar bulursun,Gözlerin küçük süsen çiçeği uzun selvi diliyle,yarin hükmü hürmetine tereddütsüz boynunla yürürsün...Sultan-ı yarin güzelliğindeki aynalı nurdan kemeri seher vakti iki uç gögü bir kandil gibi aydınlatmasaydı,Hafızın yedi kat perde figanındaki hasret şiirleri Alemi yüreğinden nasıl olurda yakalardı?