Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yalın ve basit, hayat gibi gerçek...
Yalın ve basit, sürükleyici ve etkileyici... Abartılı sözlerden ve karakterlerden uzak durmayı başarabilmiş, döneminde ülkesinin edebiyatında çığır açan bir yazarın keyifli iki öyküsünü okuyabileceğimiz bir kitap. Yazarın kendisine dert edindiği şeyler: * Neden herkes kendi gibi yaşayamıyor şu hayatta? Hep başkalarının istekleri, beklentileri, kurallarına göre yaşanan bir hayatta insan nasıl kendi olabilir? * 6. Koğuşun bir eli yağda bir eli balda yetişmiş ama gerçekte hayatı ve acılarını tanımadan varoluş sancısı çeken doktoru ne kadar gerçekçi olabilirler? Bu ahkam kesmeler niye? Yaşamadan bilinemeyen şeyler söz konusu olduğunda Diyojen bile sessizlik fıçısına mı hapsolmalıdır? Neden olmasın? Evet! * Hayır diyememek felaketleri çağıran bir borazan mıdır? Bunu öğrenmek hayatın iplerini eline almak mıdır? Kesinlikle! * Güzellik başa bela mıdır talih kuşu mu? Fakirsen başa bela, zenginsen talih kuşu mu? Hepsinden bir parça, belki de... * Her devrin delisi biraz dahi, dahisi biraz deli midir? Birbirinin tamamlayıcısı... ( Bu noktada hala vizyonda olan Deli ve Dahi filmi aklıma geldi. Bu öyküye çok benzeyen tarafları var. Bu kitabı beğenenleri kendine çekecek bir film.) * Yaşanan hayat bir trajedya mıdır farkında olmak istenmeyen? Aynı trajedyayı yaşayanlar fark edemez hale mi gelirler? Toplumsallık... * Burjuvazinin yüz kızartıcılığı ve kaotik hayatı dönemsel midir insanın tabiatında mı gizli? Her ikisi de... * Şerefli ve dürüst yaşayanlar aza kanaat getirip maneviyatla doymak durumunda kalırken; onursuz ve riyakarca yaşayanlar köşeyi dönüyorsa bu sistem ne kadar ahlakidir? Unutulmasın ister Çehov. Sorgulansın... * Tımarhaneler hapishane midir şifa merkezi mi? Sistemin bozulmasına sebep olacakların durdurulduğu bir yer mi? Çok acı... Acımasız kalemiyle gözlemlerini okuruna aktaran Çehov; yozlaşmış toplumu, insan ilişkilerindeki çıkarcılığı, yabancılaşmayı, çürümüşlüğü, damgalama ve damgalanmayı, özgürlüğün ve adaletin nasıl ellerde olduğunu anlatır ustaca. Yine de umudu aşılar bize Çehov. İkinci öyküde yer alan Sibirya'dan gelen ihtiyarın yavrusunu kaybeden kıza verdiği tavsiyelerde görüldüğü gibi hayattan her şeye rağmen umudun kesilmemesi gerekir. İyisiyle kötüsüyle hayat her yeni gün yeniliklere gebedir. Tüm kötülüklerin bir gün sona ereceğine inanır Çehov. Bizler görebilsek de göremeden ölecek olsak da. Gelecekten olduğu kadar insanlardan da umutludur. Öz: İnsanı insana acımasızca anlatarak ayna tutar Çehov. Hem de ayna pürüzsüzdür ve kimse bu aynanın gerçekliğinden kaçamaz. Ne bugünün insanı, ne dünün insanı, ne de yarının insanı... Ek: Lenin bu kitap için şöyle demiş: "Okuduktan sonra kendimi altıncı koğuşta hissettim."
6 Numaralı Koğuş
6 Numaralı KoğuşAnton Çehov · Cem Yayınevi · 201669,5bin okunma
··
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.