“Meşhur terapist Virginia Satir, duygusal anlamda hayatta kalmak için günde dört kez,hayatımızı sürdürmek için sekiz kez, büyüyüp olgunlaşmak için on iki kez kucaklaşmamız gerektiğini söyler.”
“Bir annenin tüm duygu rezervlerini açarak ve kendini sürecin içine aktarak annelik yapabilmesinin önemli şartlarından biri, eşiyle olan iletişimidir. Nitekim kadınlar duygusaldır. Eşiyle problem yaşayan bir annenin aklı, yüreği, duyguları genellikle bu sorunlu alana takılıp kalır. Eşiyle yaşadığı sıkıntılardan zor nefes alır hale gelmiş olmak, çocuğunun minnacık çocukluklarına tahammülsüz davranmasına neden olur. Hatta ihtimaldir ki, içgüdüsel bir yönelimle eşi için biriktirdiği öftkeyi çocuğuna boca eder.
Bu nedenle bir baba bilmelidir ki, çocuğu için yapabileceği en iyi şey çocuğunun annesini mutlu etmektir. Annenin annelik yüklerine bir de evliliğe dair zorluklar ilave etmemektir. Zira Deneyimsel Oyun Terapisini terapi ekollerine kazandran Byron'n da dediği gibi, bir çocuğun üç ebeveyni vardır: Annesi, babası, annesiyle babasının ilişkisi… Her anne-baba bu bilinçle karı-koca ilişkisini, anne-baba ilikisine zemin olacak güzellikle inşa etmeye gayret göstermelidir.”
“Bir anne çocuğuna saygısızca tutumlarda bulunduğunda (yani avaz avaz bağırıp tokat atıp, cezalandırdığı anlarda) çocuğuna şu mesaj verir: "Sen böylesi tutumlar hak edecek kadar kötü bir insansn!" Çocuk bu mesajı aldıktan sonra aynen annesinin umdugu gibi "kötü' davranlar göstermeye başlar çünkü anne demek, gocuk için 'ne diyorsa doğrudur demektir. Annesi çocuğunun bu davranışlarını bekler bir haldeyse, çocuk da annesini yalancı çıkarmaz ve ona beklediğini verir.”
Hangi çeşit olursa olsun, şiddet gören çocuklarda üç farklı davranış
örüntüsü görülür: Aşırı uyum (karaktersizleme), hırçınlık/saldırganlık (agresifleme) ve duyarsızlık (duyarsızlaşma).