Tesadüfen, o gün yemekte Pigasov da vardı. Masada en çok o konuşuyordu. Bir ara insanların da köpekler gibi kesik kuyruklu ve uzun kuyruklu diye ikiye ayrılabileceğini kanıtlamaya başladı. Şöyle diyordu: “Kuyruksuz insanlar ya doğuştan böyledirler ya da sonradan, kendi hataları nedeniyle kuyruksuz kalmışlardır. Durumları hiç iyi değildir kuyruksuzların: Her zaman başarısızdırlar, özgüvenleri yoktur. Ama uzun, tüylü kuyruklu insanlar mutludur. Kuyruksuzlara oranla daha aşağı, daha güçsüz olabilirler, ama özgüvenleri vardır. Kuyruklarını şöyle bir savurdular mı herkes hayran olur onlara. Ama şaşılacak şey de şudur: Kabul edersiniz ki, kuyruk bedenin hiçbir işe yaramayan bir bölümüdür; ne işe yarar kuyruk? Oysa herkes sizi meziyetlerinizi kuyruğunuza göre değerlendirir.”
Derin bir soluk aldıktan sonra ekledi:
— Ben kısa kuyruklu olanlardanım ve en acı olanı da, kendim kestim kuyruğumu.