Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

399 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Namuslu bir fikir işçisi, Arafta kalmış bir yazar
"Toprak olmak. Bağrında çiçeklerin yükseldiği bir toprak ve çiçeklerde yaşamak.." Kitabın ilk sayfalarında yer alan bu alıntı aslında kitapta anlatmak istediği konuların başlığı niteliğindedir. Sıradan bir çiçek veya köklü bir çınar olmak değil, toprak olup kendisinden beslendiği her bir canlıda yaşamak niyeti.. Büyük hedefleri için büyük çalışmalara imza atmış, sesini değil sözünü yükseltebilmiş nadir bilim adamı/şair/yazar/düşünür/filozof'tur kendisi. Cemil'in hayatı başlı başına bir kitapken fikirleri ve ideolojileri paha biçilemez haliyle. Her sayfada bizi şaşırtan, yeri geldiğinde anlaşılmaz yeri geldiğinde apaçık olabilen bir kitapla karşı karşıyayız. Misal bir sayfada Osmanlı'ya kızarken diğer sayfada günümüz Türkiye'sini oluşturan inkilapları sorgulayan, birinde marksist diğerinde ümmetçi olabilen bir yazar.. :) Peki Cemil Meriç nasıl bir adam? Gelin bunu kızı olan Prof. Dr. Ümit Meriç'ten dinleyelim: "Babam Cemil Meriç, 20. yüzyıl Türk düşüncesinin en geniş ufuklu çehrelerinden biridir. Babamı sol ve sağ kesimden herkes sevdi çünkü o, namuslu bir aydındı. -Babama sağcı demek çok yanlış olur, bu ona dar gelir. Solcu demek de yeterli değil. İnsana ve emeğe saygısından ötürü ‘solcu’, tarihimizin ortaya çıkardığı insan tipi açısından da ‘sağcı’ydı diyebiliriz. -Babam yöntem olarak sonuna kadar Marksist’ti ama bu, babamın, ölürken son söz olarak ‘Sevgilim Muhammed’ demesine mani olmadı.” Gördüğünüz gibi olay anlatmak istediğimden daha karmaşık ama olaya kendimizi verip okuduğumuzda su gibi anlaşılır olacak. Yeter ki Cemil Meriç'i tanımak ve fikirlerini öğrenmek isteyelim. Bunca iltifatların sonunda birazcık yermek istiyorum. (haddim değil biliyorum ama kendimi tutamıyorum :) Öncelikle, yazılar bolca Fransızca kelimelerle dolu olduğundan bazı yerlerde anlaşılamaz olduğu gibi insanı bunaltabilir. Yukarıda da bahsettiğim gibi karmaşık bir ideolojiye sahip olması okuyucu için zor anlar yaşatabilir :) Yine bazı yerlerde bütünlük konusunda aksaklıklar var gibi... Yani kısacası, eserdeki kimi ifadeler bazen sıradan bir okuru rahatsız edecek şekildedir. Ama yayımlanmak için değilde bir nevi yazarın samimi bir üslupla içini döktüğü Jurnal'lerine kızmak çokta adil olmayacaktır.. Ve son olarak Laima'sına yazdığı Mektuplar.. Evet, bu güzide mektuplar ilk başta beni çok etkilesede, ne Kafka'nın Mileneya mektubunda ne de Ahmed Arif'in Leylasına yazdığı yazılarda bulamadığım sevgiyi buradada bulamadım malesef. Hatta hayatını araştırdığımda kendisine kızdığımda oldu. "Ne gariptir ki hayatımın tek aşk mektuplarını 47 yaşında sana yazıyorum.." söylemi ise gözlerinin kör olduğunda bile yanından ayrılmayan, hayatını ona adayan eşine apaçık hakaret niteliğinde.. Benim sevgi anlayışım bu yazarlar gibi değil, bir Leyla'nın Mecnun'u, bir Ferhat'ın Şirine olan sevgisi yalnızca destanlara mı konu olmalıydı...
Jurnal - Cilt 1 - 1955-1965
Jurnal - Cilt 1 - 1955-1965Cemil Meriç · İletişim Yayınları · 20183,017 okunma
··
244 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Tubalasar okurunun profil resmi
"Benim sevgi anlayışım bu yazarlar gibi değil" baya iddialı 😎
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.