Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

141 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
"Devlet varsa özgürlük yoktur. Özgürlük olduğunda devlet olmayacaktır. " -Vladimir Lenin Geçen zaman sonra tekrar bir inceleme yazma arzusu doğuran Sırça Köşk... 1941 yılında, yani ölümünden sadece bir yıl önce yayımlanan Sırça Köşk, devlet anlayışını ve adalet, hukuk gibi temel prensipleri işleyip eleştirmektedir. Kürk Mantolu Madonna kitabından sonra okuduğum bu eseri beni oldukça tatmin etti. Kitapta 13 öykücük denebilecek kısa anlatımlar vardı. Bunun yanı sıra 4 masal da yer edinmişti. Sabahattin Ali'nin çok erken yaşta hayata veda etmesini ancak eserlerini okurken anlayabiliyoruz. Ah çekiyor, üzülebiliyoruz. Ben edebiyatı pek sevmem ancak istisnalar hayatta karşımıza çıkıp bizi alt ettiği gibi, burada da kendini belli ettirebiliyor. Kitabın geneline bakarsak eleştirilen ve olmaması halinde, en azından yetkilerinin kısıtlanması halinde daha mutlu, daha huzurlu bir yaşam biçimi olacağını dillendiriyor. Dönemin sosyoboyutunu göz önüne alarak dillendiren ve küçüklere uyumadan önce anlatımıyla bilinen masalları yetişkin olan bizlere adamıştır. Kitabın 80 darbesi ve öncesinde yasaklanması içeriğinin ve eleştiri boyutunun korkusundan kaynaklanmıştır. Elbette bu daha bir önemli kılmış ve süre gelmiş bir kitle kazandırmıştır. Yasaklı kitaplar arasına girmek ne unutturmuş ne de okunmasını engellemiştir. Böylesi bir değer okunmaz da ne olur... Dediğim gibi kitap içerisinde 13 tane öykücük vardı ve hepsi de birbirinden güzeldi. Gerek diyaloglar, gerek sohbetler gerekte argo söylemler. Ben bunlardan Katil Osman, Böbrek, Cıgara ve Masallar kısmında ise Bir Aşk Masalı, Sırça Köşk ve Devlerin Ölümü adlı hikâyeleri sevdim, çünkü daha ilgi çekiciydi. Kitabın benim açımdan dikkat çeken bir yeri de karakter, karakterleri de olmuştu. Örnek verecek olursak Katil Osman hikayemizdeki Osman karakteri. Analize geçmeden önce Katil Osman(Osman) Böbrek (Avni), Cıgara (Kemal, ulancı Kemal :), Cankurtaran (İbrahim) bu hikayelerde ki kahramanların ortak özelliği asabiyet ve çabuk öfke patlaması idi. Sabahattin Ali Türk insanını birkaç karakter ile şak diye yapıştırmış diyebilirim. :) Şimdi analize geçelim, Katil Osman hikayesindeki Osman üzerinden... On iki yaşında annesinin üzerine yürümüş, on beşinde dayısına bıçak çekmiş ve nitekim on altısında da karakollara düşmüştür. Öyle bir karakter yansıtılmış ki, okurken hayal edebiliyor, günümüzde gözlemleriniz hatta çevrenizden yola çıkarak idrak edebiliyorsunuz. Bu karakter o kadar arsız işlenmiş ki, günümüzde kabadayı kesilen, her şeyi bildiğini sanan ama bilmediğini bilmeyen bilginler(!), bela arayan, sürekli bulaşan, serseri ve belalı bir karakter. Öyle ki bu tip, tipler bir yere girdimi her şeyi elde etmek ister ve elde ederler de çoğu zaman. Bunun nedeni güçlü ya da cesur olmasından değil, insanların bulaşmak istemediğinden dolayıdır. Öyle ki Osman'da öyle bir karakterdir. Unutulmayan yazarların, akılda kalmasının nedeni de budur işte. İleri görüşlü ve olanı olduğu gibi, şaşalı bir şekilde sunmamalarından kaynaklıdır. Okuyucunun ne isteyeceğinden çok, kendisinin ne gözlemlediğini ve bunu daha yalın nasıl sunacağını hesaplar, özgün bir şekilde açıklamaya çalışır. Yukarıda da belirttiğim gibi devlet anlayışını ve biçimsizliğini eleştiren ve 'olmasa' daha iyi olur görüşü ile anlatmak istese de, elbette tam bir devletsizlikte olsun istemez. Sırça Köşk adlı masal hikâyesinde bize hem o dönemi hem de günümüzü net bir şekilde açıklamaktadır. Sağlam ve yıkılamayacak gibi görünen devasa bir kalenin bile, her şeyi alınmış ve buruşturulmuş bir kağıt parçası kadar olan 'kelle' ile yerle bir olacağını belirtmiştir. Bunun için Yunan şair Byron şöyle der: "Bir devleti kurmak için bin sene ister. Yıkmak için bir saat yeter. " Burada asıl belirtilen şey buruşturulmuş ve etkisi neredeyse yok denecek kadar hiç olan 'kelle'nin nasıl etkili olduğu. Elbette bu 'kelleler' ile olabileceğidir. Yani şöyle diyeyim: Eğer bir topu duvara doğru vurursanız tekrar size geri gelecek ve eskisi gibi bir görünüm sağlayacaktır. Ama yüzlerce, binlerce kez vurmaya devam ederseniz, o top mutlaka patlayacak, yerle bir olacaktır. Hem o dönemi, hem bu dönemi, hem de geleceği etkileyen ve hafızalarda yer edinecek son noktayı koyacak olan o söz şöyle: "Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız(kastedilen devlet, insan). Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onu yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter." Keyifli okumalar.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
··
145 görüntüleme
Yağmur. okurunun profil resmi
Bu incelemeyi tekrar paylaşmış olmana çok sevindim, üzerinden tam bir yıl geçmiş oysaki daha dün gibi aklımda ihanetin. :)) Kesinlikle 3.’yü de yapalım bir ara, hatta bu sefer bir tiyatro eseri olsun. Malum, ortak zevklerimizden birisi de o. :)
Eminkolnikov okurunun profil resmi
Ara ara bildirim gelince girip tekrardan okuyorum ve her okuduğumda da o "ihanet" temalı yorumun güldürmeyi başarıyor. Bu arada araya kitap sıkıştırmayıp bu kadar mesafe bırakmak ihanet değil de nedir? :) Bu da senin ihanetin olsun ve ödeştik deyip kabullenelim karşılıklı. :)) Bu arada benim 'ihanet'im tatlı bir meyve gibidir, bunu da kabul etmen gerek. :)
1 sonraki yanıtı göster
Yağmur okurunun profil resmi
İnceliğin için teşekkürler, benim için de Sabahattin Ali’ye yeni yeni başlamışken senin eşliğinle öykülerini okumak çok zevkliydi. Ayrıca ihanetin üzerine beni koşturman da hadi öyle olsun :D Normalde öykü kitaplarında içlerinden beğendiğim birkaç öykü olurken bunda hepsini beğenip birkaçını daha çok beğendiğim oldu doğrusu. İçerdiği anlamlarla kişiliğini ve uyarma ihtiyacını bize sunmaya devam etmiş yazarımız özellikle kitaba adını veren ve senin en sona bir alıntısını koyduğun hikaye ile. Ortak favori hikayelerimiz de var tabii ki, Böbrek, Bir Aşk Masalı ve Sırça Köşk. :D Ayrıca Kurtla Kuzu da etkiledi beni bayağı. Kaçan Ayna ve Sırça Köşk’e ettiğin eşliğe çok memnunum, umarım ileride başka kitaplarda da görüşebiliriz. Güzel okumalara değerli arkadaşım ^^
Eminkolnikov okurunun profil resmi
Değerli yorumun için teşekkür ederim. Benim yerime de konuşmuşsun, üstüne ne diyebilirim ki. :) Tekrardan eşlik ettiğin için teşekkür ederim. Dediğin, dediğim gibi umarım tekrar başka bir kitapta buluşuruz, zira 2'de 2 yapmış bulunduk. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.