"Soğan yemedim ki, ağzım koksun". Nice zamandır tanışmak istediğim bir kalemdi Fakir BAYKURT. Keşkeyi geçiyorum demekki zamanı şimdiymiş. Nasıl sıcak, nasıl yalın bir anlatım tutulup kaldım kitaba. Ürgüp de kitaplık görevlisinin gerçek hikayesini kaleme almış yazar, küçüklüğünden beri okuma aşkıyla yanan, etrafına bu aşkı yaymaya çalışan bir adamın hikayesi. Günlerce kütüphaneye insanların gelip kitap okumasını bekleyip, gelen giden olmayınca eşeği kütüphaneye çevirip başlıyor ev ev, köy köy kitap dağıtmaya yani ayaklı kütüphaneci. Nasıl bir aşk nasıl bir gayret takdir etmemek ne mümkün. Hani bizler hep deriz ya okuyun okutun diye. Bizim sözde söylediğimizi özde yapmış Mustafa GÜZELGÖZ. Ününü yaymış teee Amerikaya, bizimkilerden tık yok. Amerika ödül vermiş adama. Sahi bizimkiler takdir etmeyi mi bilmiyor yoksa HOŞAF daha mı kıymetli. Sonra efendim; bizimkiler durur mu? başlıyorlar bu adamı nasıl edelim de yerinden oynatalım, başka ne işe yararlar ki zaten. Kitaplar tehlikeli insanlar bilgilenip başlarına alim mi olsunlar yani. Bayağı kaptırdım kendimi farkındayım, malum aylardır siyasete kitlenmiş durumdayız, azıcık içimi dökeyim dedim. Tamam bitiriyorum. Sevginin, barışın ve dostluğun anlatıldığı harika bir eser, tavsiyemdir.

Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,6bin okunma

··

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nurhan ŞENGÜL KILINÇ