Fransız düşünür Descartes'in ilmi araştırmaların hangi yöntemle yapılması hususundaki düşüncelerini ihtiva eder.Meşhur "Düşünüyorum o halde varım." önermesinin bu eserde açıklamasını yapıyor.Her şeyin gerçekliğinden şüphe duyanlara karşı rüyalarda insanın düşünemediğini oysa gerçek hayattaki düşünme gücümüzün bizim varlığımızın ispatı olduğunu ifade ediyor.
Kitabın en beğendiğim bölümü anatomi ile alakalı olan kısmı.Fen bilimlerine çok uzak birisi olarak belki çoğu insanın iyi bildiği basit bulacağı bu bilgiler benim için çok değerli bir istifade kaynağı oldu.Kalbin işlevinden, kan dolaşımının nasıl yapıldığından bahsediyor.Kalbin oldukça sıcak olduğunu, atardamarlardan kalbe akan kanı ısıtarak vücut ısısını sağladığını belirtiyor.Beyine akan kanın direkt olarak kalpten gittiğini ve büyük hücrelerin de küçük hücreleri kovalayarak normalinden fazla kanın beyne akmasına engel olduğundan bahsediyor.
Çok sevdiğim bir ilim adamı olan Oktay Sinanoğlu'nun "Amerikanlar kan dolaşımını Kimyay-ı Saadetten öğrendi" beyanının da gerçeği yansıtmadığını idrak etmiş oldum.Ha Avrupalılar derseniz hekimliği İbn-i Sinadan öğrendiler zaten o ayrı.
Bir sonraki bölüm ise robot tasarımı hakkında bilgi veriyor.Bir cihazın insanın yaptığı işleri yapabileceğini ancak hiçbir zaman insan gibi konuşamayacağını bunun imkansız olduğunu söylüyor.
Son bölümü ise gereksiz buldum.Sanki başka bir kitabın özetiymiş gibi kitapta şurada şunu anlatmıştım burada şunu anlattım diye açıklama gereği duymuyor.