Diğer bir sorun ise, insanların örgütlenmesinin mümkün hale gelişiydi. Oysa insanların ayrıştırılması, ayrımlandırılması ve yalnız olması gerekiyordu. Örgütlenmemeliydiler; çünkü böylece olaylara seyirci olmanın ötesinde bir konuma gelebilirlerdi.
Sayfa 9
·
22 görüntüleme
Yazara katılmıyorum,birey kelimesi ,kendi anlamında insan var oluşu ve toplulugu temsil eden.Aslinda her insan bir topluluktur.Topluluklar ve örgütler sadece sayısal olarak insanların bir araya gelmesidir.
Örgütlenmelere karşıyım,birey yalnız ve tek olarak haklarını savunmali.
Birey kendi hakkını savunabilmelidir ve bunun hukuk sistemi icerisinde korunması gerçekten çok mühimdir. Fikrinizi değiştirir mi bilmem; ama burada yazar önce ABD'de işçi-işveren ilişkilerini düzenleyen 1935 tarihli Wagner Yasası'na ve sonrasında sendikalaşmaya değinmiştir. Örgütlenmeden kasıt, bu örnekle ilişkilendirilmiştir. Bilindiğini üzere bu durumun günümüzde de toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı gibi yansımaları vardır ve hatta Anayasamızda da güvence altına alınacak kadar önemlidir. Alıntıyı çok uzun tutmamak adına sadece son kısımlarını aldım. Konunun geçtiği bütün sayfayı instagram hikayesi olarak paylaşmıştım, ilginizi çekerse.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.