Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

317 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yazmak ve Büyü Yapmak
Düşünce hakikati kavrar. Descartes: "Düşünüyorum şu halde varım." derken bütün maddi varlıkları bir anda yok sayar ve varlığın temelini düşünceye bağlar. Düşünce Zemzem gibidir. Akmaya meyillidir. Eğer ki Hz. Hacer etrafını çevirmeseydi; Zemzem durmayacak ve bir pınar olup akacaktı. Lakin Hz. Hacer Zemzem' in akıp gideceğinden korktu ve "Zem! Zem!", "Dur! Dur" diyerek, onu tutmak için etrafına bir set çekti, onu şekillendirdi. Yazmak da işte Zemzem' e çekilen set gibi düşüncelere bir set çeker. Düşünceleri düzene sokar ve şekillendirir. "İnsanoğlunun en değerli ürünü olan düşünce ve hayalleri tesbit eden yazı, onların zaman ve mekan içinde yayılma ve devam etmelerini mümkün kılar." der Mehmet Kaplan Hoca. Yazmak düşünceye yol açmak ve onu ileriye; bulunan zamandan, mekandan, kişi ve eşyalardan öteye taşımaktır. Mehmet Kaplan 25 yaşındayken yani 1940 yılından vefat ettiği 1987 yılına kadar hemen hemen her sabah düşüncelerini şekillendirmek için yazmaya başlamış. Alain' den öğrendiğini söylediği bu "yazarak düşünme" metodunu da tüm öğrencilerine tavsiye etmiş. İşte bu kitap tüm bu yazarak düşünmelerin eseri. Kitaba adını veren "Sevgi ve İlim" kitabın içindeki doksan üç başlıktan biri. Ama her bir başlığın da anahtar kelimeleri. " İlim ne kadar üniversal ise sanat da aynı derecede üniversaldir. Yalnız akıl için değil kalp için de yol birdir. Geçen gün Victor Hugo' nun 'Les Voix Intérieures' adlı şiir kitabını karıştırırken şu mısraa rastladım: Qu'est-ce que la scince à côté de I' amour? Aşkın yanında ilim nedir ki? Bu mısrayı okuyan her Türk, büyük şair Fuzuli' nin o dillere destan beytini nasıl hatırlamaz? Aşk imiş ve her ne var alemde İlim bir kıyl ü kal imiş ancak! Fuzuli ve Hugo' nun mısralarında beni heyecanlandıran 'üniversal duygular' ın yanı sıra, iki şairin üzerinde birleştikleri gerçektir: Aşk ilimden üstündür. " diye yazar Mehmet Kaplan. Hemen sonrasında ise "Acaba gerçekten böyle midir?" diyerek bir başka düşünce atar ortaya. İlim ve teknik medeniyetin maddi yanıdır ve insanoğlunu sadece maddi şeyler tatmin etmez. İnsanoğlu su, ekmek, bina, konfor kadar da sevgiye muhtaçtır. Sonraki yazılarında "İlim" için yeni bir başlık açar ve Sevgi' yi "din" kisvesi altında ilim ile yeniden irdeler. "Bugün ilim ve teknik çölleri vaha yapacak, bütün insanların karnını doyuracak vasıtaları keşfetmiştir. Buna rağmen insanlar birbirini öldürüyorlar; aç kalıyorlarsa, bunun sebebi ilimde değil, insanların davranış tarzlarında, yani dinin yücelttiği değerlere inanmayışlarındadır. Bu açıdan bakılınca din ile ilim arasında bir tezat değil, birbirini tamamlamaları lazım gelen iki ayrı sistem görülür." "İlim ve Sevgi" Kaplan' ın nazarında terazinin iki kefesi gibidir; denge için her ikisine de ihtiyaç vardır. Sadece sevgi ve ilimden de bahsetmez Kaplan. Yazıların çoğunda hem realist hem de romantiktir. Mevcut gerçekliği dile getirir lakin daha iyisinin, daha güzelinin hayalini kurar. Hayal kurar lakin hayallere kapılmaz. Şehirlerin büyükler tarafından esir alındığını; çocuklara oyun hakkı, yaşam hakkı tanınmadığını söyler. Onlar için mahalle aralarında ufacık oyun alanları diler. Onların çocuk olmalarını ve oyun oynayabilmelerini ister.Bu düşünceleriyle belki yeni bir "Küçük Prens" hikayesi daha yazar. Okumaktan bahseder sonra. Yazılan her bir kitabın ardındaki yüzlerce kitabın varlığına işaret eder. Kişi tek bir kitaba bağlı kalmadan pek çok eser okumalı ve düşünce ufkunu genişletmelidir. Köy Enstitüsündeki Mehmet isimli bir delikanlının nazarında tüm gençlere seslenir: Mademki sen ayrı bir insansın; ne okursan oku kendini kaybetmezsin. Sonra başkalarının duygu ve düşünceleriyle birleşmek lazım ve bu, iyi bir şeydir. Yeryüzünde yalnız olmadığını, yıllarca önce ve şimdi, senin gibi düşünen ve duyanlar bulunduğunu göreceksin. Sadece kendi içine kapanıp kalmak, insanın kalbini ve kafasını çabuk kurutur." Kaplan, kelimeleri bir marangoz edasıyla birleştirir. Marangozun avadanlığı; Kaplan' ın ise kelimeleri ve kalemi vardır. Genç Maksim Gorki fırıncı çıraklığı yaparken, Tolstoy' un romanlarındaki canlılığa hayret eder, acaba kağıdın içinde büyülü bir şey var mı diye ışığa tutup bakar. Aradan geçen zamandan, farklılaşan mekanlardan sonra hala sayfayı ışığa tutup büyüyü görmek isteyen insanlar da muhakkak vardır. Kaplan' ın göstermeye çalıştığı kelimelerle şekillenen düşünce dünyası yeni bir dünya hayalidir ve elbette bir büyüdür.
Sevgi ve İlim
Sevgi ve İlimMehmet Kaplan · Dergah Yayınları · 2014103 okunma
··
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.