Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Kitapların kendisini konu edinen kitaplar bana hep ilgi çekici gelir. Bu kitap da öyle oldu. 'Fahrenheit 451' ismi kitapların yanmaya başladığı sıcaklık derecesini ifade ediyor(muş). Yazar, sıradan bir itfaiyecinin hayatını anlatarak başlıyor. Başlangıçta her şey normal iken, gitgide bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlıyorsunuz. Örneğin itfaiyeciler yangın söndürmek yerine yangın çıkarmak ile görevli. Esas amaçları da bütün kitapları yakmak. Kitabın ortalarında bunun çok uçuk ve sıkıcı bir distopya kitabı olduğunu düşünmüştüm. Fakat okumaya devam ettikçe sarsıldığımı ifade etmek istiyorum. Kitapta insanlar hiçbir şekilde kitap okumuyorlar. İnsanlar kitap gördükleri evleri alarm ile itfaiyeye bildiriyorlar. İtfaiye de gelip bu evleri yakıyor. Her evin salonunda bir TV var. Hatta sanırsam bazı evlerde TV’nin gelişmişi olarak da ‘Televizör’ isimli cihazlardan var. Bunlar galiba Black Mirror’un bir bölümünde olduğu gibi 3 boyutlu, bütün duvarı kaplayan cihazlar. İnsanlar uyku iş dışındaki vakitlerini neredeyse tamamen bu TV’ler karşısında geçiriyorlar. Diziler, programlar, haberler… İnsanlar düşünmeden, hayal kurmadan sadece ‘yaşıyorlar’. Tıpkı bir hayvan gibi. Peki neden mi sarsıldım, çünkü 1953 tarihli bu kitapta yazılan bir çok şeyin şu anda ne kadar gerçek olduğunu fark ediyorum. Ta 1953 yılında televizyonun insanlar üzerindeki uyuşturucu etkisi açıkça ortaya konulmuş. Yazarın yaşadığı ülkesinde o yıllarda TV bu kadar gelişmiş miydi, yoksa bunu ön mü gördü bilemiyorum. Bildiğim tek şey, memleketime tatillere gittiğimde artık büyük küçük genç yaşlı kadın erkek fark etmeksizin herkesin sürekli olarak bu cihazlara bağımlı bir şekilde günlük en az 6-8 saat zaman geçirdiğini görüyorum. 3-4 yaşındaki bir çok çocuk Youtube bağımlısı. Eline telefonu verdiğin an, o yerinde zıp zıp duramayan dünyanın en tatlı çocuğu bir anda fişi çekilmiş bir makina gibi miskinleşip telefona gömülüyor. Benim küçük kardeşimde gördüğüm, bazen telefonu bir anda alınca Allah korusun sanki bir madde bağımlısıymışçasına çok aşırı bir tepki gösteriyor. Trajikomik bir şekilde 6 yaşındaki çocuk sürekli Youtube’tan Akasya Durağı, Sihirli Annem izliyor. :( Sihirli Annem’in neden trendlere girdiğine şaşmamak gerek. Herhalde tarihin hiçbir zaman aralığında kitaplara olan erişim şimdiki kadar kolay olmamıştır. Türkiye’de bazı köyler hariç, şu anda doğunun ücra bir ilçesinde bile içerisinde binlerce kitap olan Halk Kütüphaneleri var. Bu binlerce kitaptan hangi okur açısından bakarsanız bakın, en azından okunabilecek 100 kitap çıkacaktır. Fakat insanlar hiçbir şekilde kitap okumuyorlar. Gerçek en yalın haliyle bu. Kitaplardan gittikçe daha çok uzaklaşıyoruz. Bunun bana göre en temel nedeni izlemenin okumaktan çok daha kolay olması. İzlemek yani seyirci kalmak için hiçbir emek sarf etmenize gerek yok. Sadece oturacağınız küçük bir alan ve bir ekran yeterli oluyor. Hayal etme, yorulma, düşünme, sorgulama sadece izle. Öbür taraftan da okumak çok zahmetli bir şey. Gözünü yor, sırtını yor, elini yor ve en zoru da beynini yor, hayal et, bilmem hangi yazar neyi hayal etmiş, bunu neden söylemiş, kafanda tart, bir sonuca var vesaire gibi onlarca şey yapmanı zorluyor. Peki neden? Bu kadar zor olan okumayı, neden bu kadar kolay olan izlemeye tercih etmeliyiz? Bir çocuğun orta yerde yaramazlık yapıp, kafa şişirip, nesneleri kırmasındansa Youtube izleyip sakin sakin oturmasında ne var? Aslında iki soru kendi içinde cevap veriyor. Belki de ‘büyük güçler’, ‘üst akıl’ bizim tıpkı çocuklar gibi yaramazlık yapıp ‘kapitalist sistemi, gelir adaletsizliğini, din sömürüsü’ gibi şeyleri düşünmek yerine miskin miskin oturup Akasya Durağı’nı izlememizi istediği içindir. Okumazsak insan olmaktan çıkacağız. Düşünmeyen, sorgulamayan bir insanın, bir gorilden ne farkı var olabilir. Bu kadar kişisel görüşten sonra kitabın dilinin sade olduğunu, cümlelerin uzun olmadığını, bu ağır konulara rağmen kitabın basit ve anlaşılabilir bir şekilde yazıldığını belirtmek isterim. İyi okumalar efendim.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,3bin okunma
··
115 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.