Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
"İnsan her şeyi kavradığında eylemsiz kalmıyordu: Yeni durumlarla başa çıkıyor, yaşıyor, eylemde bulunuyor, hareket ediyor, her yeni basamağın gereklerini yerine getiriyordu. Zamanda birbirini izleyen bu aşamalar olmasa ve tüm bilgi anında üzerimize yığılsa, belki aklımız bunu kaldıramazdı, yüreğimiz de." Nobel ödüllü Imre Kertesz, hem Auschwitz hem de Buchenwald toplama kamplarında bir süre bulunmuş. Oradayken hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok fazla acılar yaşamıştır. Bu yüzden yarı otobiyografik holokost romanını, Kadersizlik'in temelini ilk burada atmış olduğunu düşünmekteyim. Eserin ortalama ve alelade bir holokost hatıralarıyla sınırlı olmadığını düşünüyorum ayrıca çünkü o zor şartlarda bile daima mutluluğun peşine düşüyor. Mutluluğu bacaların yanında, işkenceler arasındaki aralıklarda, mutluluğu andıran bir şeylerin arasında arıyor. Bazı zamanlar sıkça hissettiğimiz bir duygu var. Sanki verili olan kaderi yaşıyormuşuz gibi bir his. Bu kitap gözünüze gözünüze sokuyor bu durumu. "Evet, var ve sen de bunu yaşamak zorundasın," diyor. Kahramanının yeni hayatına ne kadar çabuk adapte olduğu ve kaderini ne kadar hızlı kabul ettiği fazlasıyla şok edici bir durum. Kitapta belki de en önemli kısım ise şuydu, "Hayır onların sana karşı kötü hisleri yok sadece sahip olduğun kimliğine ait," diye geçen bir cümleydi. Burada da aslında insanın insan olduğu için değer görmemesi karşısında yüzümüze çarpılan bir utancın karşılığıydı. Eğer bir kader varsa özgürlüğün olmayacağı, özgürlük varsa da kaderin olmayacağı bir kitap. Bu iki kavram üzerine gidip gelen bir eser aslında. Kitap ile ilgili belki de en önemli şey herhangi bir zamana ait olmaması. Çağını aşmış olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz. Eve dönüş yollarının bu kadar uzun olması da ayrıca insanı üzüyor.
Kadersizlik
KadersizlikImre Kertesz · Can Yayınları · 2003518 okunma
··
67 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.