Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
O Captain, My Captain
Eğitim sistemi bizi eğitiyor mu yoksa kısıtlıyor mu? Kitabı okuduktan sonra hemen hemen herkesin aklına bu soruya yakın soru gelmiştir. Eğitim sisteminin sistemsizliği bizleri bir kalıba sokup belirli bir düşünceden fazlasını düşünmemezi engelliyor. Okula başladığımız andan itibaren okuma amacının iyi bir meslek sahibi olabilmek olduğu hedefleniyor. Böylece amaç yüzünden araç unutuluyor. Bir meslek edinebilme hastalığının peşinden koşturup hayatın kendisi unutuluyor. Yıllarca sınavlarla uğraşan çocuk kendini ve hayatını yaşayamıyor. Okulu bittiğinde ise hayata atılıp yenilgiye uğruyor. En büyük sorun çocukların birer proje olması. Evet, çocuklar ailelerin birer projesi oluyor. Aileler ne isterlerse çocuklar onu yapıyorlar. Özgür olması gereken düşünce belirli sınırlar çizilip o sınırın içinde bırakılıyor. Aileler istiyor ki çocuğuö ileride iyi para kazansın, iyi bir işi olsun boş işlerle uğraşmasın. Düşünceler doğru fakat yöntem baştan aşağı yanlış. Bir çocuğa mühendis ol yazarlık para getirmez dendiği sürece o çocuk ileri ki yaşantısında kendi istediği şeyi yapamadığı için mutsuz olacaktır. Çocuk doğru şeylere yönlendirilirken ona seçim hakkı da sunulmalıdır. İnsanın kendisinin yapamadığı şeyleri çocuğuna yaptırmaya çalışmak marifet değildir. Belki şuan mühendislik okutulan bir çocuk dünyayı sözleriyle değiştirecek bir felsefeci olacaktı. İlla böyle okunularak sahip olunacak meslekler olmak zorunda değil, insan zevk aldığı için kuru temizlemeci de olabilir. Önemli olan hangi işi yapmaktan zevk aldığını bilmelisidir. Mesleğin getirdiği para az olabilir ama o meslek onu mutlu etmeyip yıpratacaksa aldığı paranın pek önemi olmayacaktır. İnsan tek bir ekmekle mutlu olabilirken bir sürü parayla mutluluk kuramayabilir. Mutluluğu ve zevkleri olmayan yaşantı doğru mudur? Kitabımız ise yukarıda anlattığım baskıcı sistemi yıkmayı anlatıyor. Bir grup öğrencinin baskıcı ve sert kuralları olan okuluna atanan yeni edebiyat öğretmeni öğrencilerine özgür düşünmeleri gerektiğini gösteriyor. Derslerinde belli bir kitaba bağlı kalmadan edebiyatın kendisini öğrencilerine anlatıyor. Lise çağlarımda bende sistemi boğucu bulduğum için kendi bildiğimi okuyup dersleri umursamazdım. Şimdi ise tarihi, coğrafyayı, edebiyatı kendim öğreniyorum ve o zaman öğrenmediğim için pişman değilim. O zamanlar da bir odaya kapanıp ders çalışmadım. Kendi hayatımı yaşayıp zorluğu, acıyı, mutluluğu gördüm. Meslekler hakkında değil, hayat ve insan hakkında bir şeyler öğrenmek bana daha çok keyif verdi. Her insanın özellikle de öğrencilerin okuması gereken bir kitap. İnsan düşüncelerini özgür bırakmayı öğrenmeli çünkü düşünceler özgür olmadığı sürece yaşantı hür olmuyor.
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,1bin okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.