Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

218 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sahiden Beyaz mı Geceler?
Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan çıkan Beyaz Geceler, Dostoyevski'nin 1848 yılında yazdığı 5 öyküyü içeriyor: Beyaz Geceler, Başkasının Karısı, Noel Ağacı ve Nikâh, Haysiyetli Hırsız ve Yufka Yürekli. Sürgün öncesi yazdığı hikâyelerin en ünlüleri (Ev Sahibesi bir novella) ve en iyileri kabul edilen Beyaz Geceler ve Yufka Yürekli arasında sanırım ünü sebebiyle böyle bir tercih yapılarak Beyaz Geceler başlığı altında toplanmış diğer öyküler. Dostoyevski'nin en ünlü öyküsüne adını veren Beyaz Geceler herhangi bir mecaz içermiyor. Gerçek bir doğa olayı. Yaz aylarına girmeden bir hafta önce başlayan ve yaklaşık iki aya yakın bir süre devam eden, gökyüzünün bir türlü karanlığa kavuşamadığı doğa olayına verilen isim bu. Tabii Dostoyevski'nin edebiyat tarihine damga vurması sonrası bu doğa olayının Petersburg'la özdeşleşmesi ve ünlenmesi şaşırtıcı değil. Dün tesadüfen öğrenene kadar sadece Petersburg ve çevresinden gözlemlenebilen bir doğa olayı sanıyordum. Dün akşam 22:30 sularında şu an Litvanya'da bulunan eşi ve oğluyla görüntülü konuşma yapan kuzenimin "hava nasıl aydınlık orada hâlâ?" tepkisi sonrası Litvanya ve birkaç baltık ülkesinde daha Beyaz Geceler'in yaşandığını öğrendim. Güzel bir tesadüf oldu tam da kitabı okuduğum dönemde. Meraklısı varsa görmek için tek seçeneğiniz Rusya değil. Tıpkı Ev Sahibesi'nin Ordinov karakterinde kendini, Katerina karakterinde ise Bayan Panayev'i anlatan Dostoyevski aradan bir yıl geçmesine rağmen bu aşk acısından kendini kurtaramamış gibi görünüyor. 1848 yılında yazdığı öykülerin birçoğunda bunun izleri görülebiliyor. Bir hayal dünyasında yaşayan ve Petersburg'un kedisi, köpeği, kuşuyla konuşmasını geçtim, evleriyle bile bildiğin muhabbet eden hayalperest erkek karakterimiz bir gece Nastyenka karakteri ile karşılıyor. Nastyenka, Dostoyevski'nin aşık olduğu Bayan Panayev gibi evli değil. Ama başkasını seviyor ve evlenmek istediği erkeğin kendisine "bir yıl sonra geri dönüp seni isteyeceğim ninenden" diye vaatte bulunduğu süre dolmuş. Ama ortada yok kendileri. Bu arada ise karşılaşmalarını ve birkaç Beyaz Gece'de birbirlerine öykülerini anlatmalarını okuyoruz. Tıpkı bu öyküyü yazdığında 27 yaşında olan ve hiç karşılıklı bir sevgiyi tatmayan Dostoyevski gibi, hayalperest karakterimiz de Nastyenka'ya daha önce hayalleri dışında karşılıklı aşkı hiç bulamadığını anlatıyor. Beyaz Geceler aslında duygusal akımın etkisinde olmayan bir öykü olarak kabul ediliyor. Dostoyevski'nin özellikle sürgün sonrası romanlarında sıkça kullandığı aşk üçgenlerinin ilk örneğini Beyaz Geceler'de görüyoruz. Bu arada bu kısa öyküye de Puşkin'i yine ve yeniden sıkıştırmaktan geri durmamış. Artık Puşkin'in adını gördüğüm an gülümsemekten kendimi alamıyorum. Nasıl bir hayranlıktır bu! Başkasının Karısı isimli öykü ise olayların gelişimi açısından çok benzerlik taşımasa bile yine Bayan Panayev diye bağırıyor. Adı üstünde 'Başkasının Karısı' işte. Sürekli aldatıldığını düşünen paranoyak bir kocanın, karısının kendisini aldattığı şüpheleri eşliğinde, kendini bir kadının yatağı altında bulmasını ve yatağın altında başka bir erkekle karşılaşmasını anlatıyor Dostoyevski. Noel Ağacı ve Nikâh öyküsü ise oldukça tatsız ve kısa bir öykü. Dostoyevski'nin yaşı oldukça küçük bir kız çocuğuyla yakınlaştığına dair yaygın rivayetleri aklıma getiren bir öykü oldu. 10-11 yaşlarındaki bir kız çocuğuna düzenlenen davette yanaşmaya çalışan bir karakter ve bunu Noel ağacının arkasına saklanarak izleyip daha sonra bu adamın girdiği hâllere gülen bir karakter içeriyor. 5 yıl sonra küçük kız ve kendisine yanaşmaya çalışan adamın evliliğiyle sonlanıyor. Ne amaçla yazmış bunu Dostoyevski anlam veremedim. Haysiyetli Hırsız öyküsünde ayyaş ve yoksul bir adamın öyküyü anlatan karakterimizin hayatına ve evine birden girmesini dinliyoruz. Kurtulmak için evini bile değiştiren karakterimiz bir gün yeni evine döndüğünde bu ayyaşı sandığının üstünde görmesiyle bu adamdan kurtuluş olmadığını anlıyor ve onu düzeltmek amacıyla hayatına alıyor. Daha sonra bazı eşyalarının ortadan kaybolması sonrasında yaşanan olayları ve ayyaşın hasta yatağındaki itiraflarını içeren bir garip öykü. Sürgün öncesi yazdığı öykülerde benim için zirveye yerleşen ise Yufka Yürek oldu. İki arkadaşın dostluğunu ve Vasya karakterinin karşılıklı aşkı bulmasının anlatıldığı öyküde iş yerinde kendisine verilen, aslında herhangi bir aciliyeti olmayan görevi yetiştiremediği için gittikçe manyaklaşan karakterimizin sonu, duyduğu fazla minnettarlık ve mutluluktan dolayı akıl hastanesi oluyor. Dostoyevski yazdığı roman ve öykülerde karşılıklı aşkı buldurduğu ilk karakteri de delirtiyor yani. Fiziksel ve psikolojik olarak da kendinden benzerlikler taşıyan bu karaktere baktıktan sonra Dostoyevski o yaşına kadar iyi ki bulmamış aşkı dedirtti bana. Kafasında oluşturduğu öyküde bile kendini kaybediyor. Düşüncesinde ve hayallerinde bile fazla geliyor sanırım bu duygu. Eğer sürgün öncesi kendi hayatında da bulabilseydi aşkı, aklını bu karakter gibi kaybeder, biz de o ustalık eserlerini okuyamazdık büyük ihtimal (Okur bencilliği işte).
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,9bin okunma
··
64 görüntüleme
eliff okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık, güzel bir inceleme olmuş. 😊🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.