Sen farkında bile olmadan, üzerine düşen görüntüyü taşırsın, herkese üzerine düşen görüntüyü gösterirsin. Bir süre sonra adın o görüntüyle özdeşleşir. O görüntüyü üzerinden atamazsın. Herkes seni öyle tanır.
O görüntüyü giyinmiş olmanın ne anlama geldiğini sorgulamazsın. Nasıl olsa kendinsin. Şüphe duymazsın.
O görüntünün seni bir başkası haline getirebileceği, ya da bir başkası gibi göstereceği aklına bile gelmez. Senaryoyu hazırlayanların amaçlarından biridir bu.
Bu durumun, yani üzerinde taşıdığın görüntünün ne olduğunu bilememen, üzerinde taşıdığın görüntüyü görememen, görüntünün gerçekliğini sağlar.
Maskeyle sakladığın ''ben''ini ortaya çıkarmamak için kendine yeni bir kişilik oluşturmaya başlamışsındır. Tüm sanat dalları senin önüne çeşit çeşit kişilikler, edinilecek özellikler sunar. Böylelikle maskene makyaj yapmış olursun.
Üzerinde taşıdığın görüntüyü bilmiyorsun, göremiyorsun. Bunun için arkadaşlıklar kuruyor, bir çevre ediniyorsun, çünkü artık görmek istiyorsun üzerinde taşıdığın görüntüyü.
Çevrenden, arkadaşlarından kendine ulaşabilmeyi, daha doğrusu şu taşıdığın görüntüye ulaşabilmeyi umuyorsun, hatta evleniyorsun taşıdığın/bilmediğin görüntüyü daha yakından görebilmek için. Ama bilmiyorsun ki çevrendekiler de arkadaşların da aşık olduğun kişi de tıpkı senin gibi bilmediği/görmediği bir görüntüyü taşıyor üzerinde.
Sayfa 78Kitabı okudu
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.